Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Binali Mavitaş, varisin kadınlarda kozmetik bir problem olmaktan çok sağlığı tehdit eden önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirterek, kadınlarda, erkeklere oranla 4 kat daha fazla görülen varislerin obezite, hareketsizlik ve sigara kullanımı gibi nedenlerle tetiklendiğine dikkat çekti.
Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Binali Mavitaş, varis ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Varisin, kirli kanı kalbe taşıyan toplardamarın aşırı genişlemesine bağlı olarak oluştuğuna dikkat çeken Mavitaş, “Toplardamarlar, kan akışının kalbe doğru tek yönlü olmasını sağlayan kapakçıklar içerir. Toplardamarlarda oluşan tıkanıklıklar ve aşırı basınç, bu kapakçıkların düzgün kapanmasını engelleyerek geriye doğru kaçak yapmasına sebep olur. Sonuçta bacaklardaki yüzeysel toplardamarlar genişler, uzar ve büklümlü, yeşil-mavi renkli bir görüntü ile varisler oluşur” dedi.
“BACAKLARDAKİ KAŞINTI VARİS BELİRTİSİ OLABİLİR"
Varisin genellikle, uzun süre ayakta durmak, ayakları sarkıtarak hareketsiz oturmak, gebelik, şişmanlık ve toplardamarlarda oluşan tıkanıklıklar nedeniyle ortaya çıktığını anlatan Mavitaş, “Gece ayaklarda ağrı hissedilmesi, kramplar, kaşıntı, kıllanmada azalma, ciltte renk değişikliği ve yara oluşması varisin en belirgin bulgularıdır. Varisin kadınlarda, erkeklere oranla daha fazla görülmesinin temel nedeni genetiktir. Kadınlarda hormon dengesinin farklı oluşu, gebelik ve günlük yaşamda ayakta hareketsiz kalma, obezite, kullanılan doğum kontrol haplarının toplardamar tıkanıklıklarını tetikleyici yan etkilerinin olması gibi bazı faktörler de kadınlarda görülme sıklığını artırmaktadır” diye konuştu.
“HER VARİS CERRAHİ MÜDAHALE GEREKTİRMİYOR"
Son dönemde kalp ve damar cerrahisindeki teknolojik gelişmelere paralel olarak, varis tedavisinde uygulanan yöntemlerin de farklılık gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Mavitaş, şunları kaydetti:
“Geçmişte, çok önemli bir damar olan ‘safen venin’in tamamen çıkarılarak yapıldığı ameliyatların yerini günümüzde daha koruyucu yöntemler almıştır. Ayrıca varis tedavisinde, mikrocerrahi, lazer fototerapi, skleroterapi ve köpük tedavisi gibi cerrahi olmayan müdahaleler de sıkça uygulanmaktadır. Dengeli ve kalorisi az besinler tüketilmekle beraber; düzenli olarak yüzmek, yürüyüş gibi bacaklarımızı çalıştıracağımız sporlar tercih etmek, ev işi yaparken bacak hareketleri yapmak, gün içinde aralıklı olarak bacakları dinlendirmek ve gece yatarken bacaklar hafif yüksekte kalacak şekilde uyumak varis riskini en aza indirmektedir. Ayrıca varis oluşumunu ve ilerlemesini tetikleyeceği için obezite ve sigaradan da uzak durulmalıdır.”
(İHA)
Yorum Yazın