Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin terör yüzünden 40 yılda 1,5 trilyon dolar fatura ödediğini, bu zarar olmasaydı Türkiye’de şu an kişi başına milli gelirin 25 bin dolar seviyesinde olacağını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çeşitli incelemelerde bulunmak ve programlara katılmak amacıyla Diyarbakır’a geldi. Öğle saatlerinde kente gelen Kurtulmuş, Eğil ilçesini gezdikten sonra, Sur ilçesindeki tarihi İçkale’de incelemelerde bulundu. İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Diyarbakır’da çok büyük medeniyetlerin iz bıraktığını belirterek, Diyarbakır’ı yeniden barış içerisinde, halkının sokaklarda rahatlıkla gezebildiği, kimsenin hiçbir tehdit ve korku altında tutulmadığı, kültürün, medeniyetin, sanatın ve her şeyin cıvıl cıvıl işlediği bir şehir haline getireceklerini ifade etti. Yıkılan ve yakılan Sur’un imar ve inşası ile ilgili çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken Kurtulmuş, bütün ilçelerde belediyenin ve devletin yapmış olduğu hizmetlerin güzel bir şekilde vatandaşa döndüğünü dile getirdi.
“ŞİMDİ HAFIZALARDAN SİLME VAKTİDİR"
Kabus dolu günlerin geride kaldığına işaret eden Kurtulmuş, “Şimdi onu hafızalardan silme zamanıdır. Bütün onları Diyarbakır halkımızın hafızalarından sileceğiz. Diyarbakır turist ve kültür merkezi olacak. Yine Diyarbakır’a, İstanbul’un, İzmir’in, Ankara’nın ve başka şehirlerin insanları yerli turistler olarak gelecekler. Ülkemizin bu coğrafyasının güzelliklerine şahit olacaklar. Emeği geçen bütün kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. El birliği ile Diyarbakır’ı ayağa kaldırmak hepimizin vazifesidir. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, hükümetimiz, valilerimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ilgili bütün görev yapan arkadaşlarımız ve en önemlisi Diyarbakır halkımız hep beraber burayı örnek bir şehir haline getireceğiz. İnsanlar evlerinden oldular, en kısa zamanda kavuşacaklar. Barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacaklar. Bu topraklarda huzursuzluğa ayrılığa yer yoktur, olmamalıdır. Biz asırlardır burada Selahattin Eyyubi’nin torunları ile Kılıçarslan’ın torunları yan yana, kol kola olduk. Bütün şehirlerimize hem Kılıçarslan’ın hem de Selahattin Eyyubi’nin ruhunu nakşettik. Anadolu böyle fethedildi ve milletimizin yurdu oldu. Dolayısıyla bu ayrılıkları, gayrılıkları hiç kimsenin bir daha ortaya koymasına fırsat vermeyeceğiz. Barışı, dostluğu ve kardeşliği kalpten isteyerek, yolumuza devam edeceğiz. İnşallah çok daha güzel günlere gideceğiz” dedi.
“ORTADOĞU’DA YENİ BİR KRİZE YER YOK"
Kurtulmuş, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Katar krizi ile ilgili sorusunu cevaplayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bunu konuştuk çok konuştuk. Katar krizine, kriz bile demeye gerekmez. Yapay bir şey. Herhangi bir şekilde tarihsel, sosyolojik ya da şuanda var olan siyasi çatışmalar üzerinden ortaya konulmuş olan bir kriz değil. Suni bir şekilde ortaya çıkarılmıştır. Bizim Türkiye olarak tavrımız ilk andan itibaren bellidir. Biz kardeşlerimizin arasını düzeltmeye gayret ederiz. Sayın cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren büyük bir mekik diplomasisi dokuyor. Telefonlarla bütün devlet başkanlarıyla konuşuyor. Dışişleri Bakanımız ve bütün ilgili birimlerimiz bu sorunun bir an evvel çözülmesi için gayret ediyor. Ortadoğu’da bu kadar çok sorun var. Suriye 6 yıldır bir iç savaşın içinde. Irak’ın bütün şehirleri bölünmüş, parçalanmış şekilde. Yemen aynı şekilde. Libya hala bir siyasi istikrara kavuşamadı. Bu kadar krizin olduğu Ortadoğu’da yeni bir krize yer yok. Bunun için de Türkiye olarak büyük bir gayret sarf ediyoruz. Bu kriz yapaydır, ama potansiyeli itibariyle genişleme ihtimali olan bir krizdir. Ama kimseye faydası yoktur. Bir an evvel bunun diplomasi yoluyla çözülmesi lazım. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak bütün gayretiyle işin içerisindedir. Ve İnşallah çözülür. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Bayrama kalmadan çözülür’ diyordu. Ümit ediyoruz ki bayrama kalmadan çözülür. Çünkü çözülmeyecek, paylaşılmayacak bir şey yok. Farklı fikirlerden dolayı ortaya çıkan bir şey yok. Biraz da dış etkiler nedeniyle ortaya çıkan bir kriz. Suudi Arabistan’ın sayın kralı kutsal iki haremin hizmetkarı sıfatını da taşıyor. Biliyorsunuz Osmanlı padişahlarının kullandığı bir sıfattır. Ona düşende, bu sıfatı taşıyan biri olarak, Katarlı kardeşleriyle aralarındaki bu krizi çözmektir ve olumlu adım atmaktır. Ve bu krizi bir an evvel geride bırakmaktır.”
“HEP BİRLİKTE TERÖRÜ GERİDE BIRAKACAĞIZ"
Kurtulmuş, bir gazetecinin terörün Türkiye’ye ne kadar zarar verdiğine ilişkin sorusuna ise, şu yanıtı verdi:
“Türkiye bu bölgede neredeyse 40 seneye yakındır terörle mücadele ediyor. Bu terörün maliyeti ne oldu diye geçmişte bir çalışma yapmıştık. Terör olduğu zamanlarda turizm, tarım ve hayvancılık geri gidiyor, risk birimleri yükseliyor, şehirler yıkılıyor, mağdurlara tazminat ve saire çok sayıda maliyet var. Yaklaşık 1,5 trilyon dolar. Türkiye’nin 40 yılda terör dolayısıyla harcamış olduğu maliyetler. Yazık günah değil mi. Türkiye 40 yıl içerisinde bu parayı terörden dolayı bir fatura zarar olarak ödemeseydi bugün Türkiye’de kişi başına milli geliri 11 bin dolar değil, en az 25 bin dolar seviyesinde olacaktı. Kardeşlerimiz bize pusula veriyor, kulağımıza eğilip iş istiyor. Türkiye teröre bu kaynakları harcamamış olsaydı bugün Türkiye istihdam sorununu, şehirleşmeyle ilgili sorunları geride bırakmış olurdu. 40 yıldır teröre destek verenler, terörü Selahattin Eyyubi ve Kılıçarslan’ın çocukları arasına bir fitne olarak koyanlar, bunların dışarıdaki bağlantıları tam da bunun için terörü destekliyorlar. Türkiye güçlenmesin, Diyarbakırlı kardeşlerimiz zengin olmasın, Bitlis’te, Ankara’da oturan kardeşlerimiz bir takım zorluklar yaşasın istiyorlar. Bu oyunu bozacağız. Bunun yolu mübarek Ramazan günü hep birlikte o kardeşliği hissetmek ve samimi olarak bunu yaşayabilmektir. Bu memlekette yaşayan Türk Ahmet ile Kürt Ahmet arasında ne fark vardır. Birçok şeyimiz müşterek, anadilimiz bırakın farklı olsun. Anadilde ana sütü gibi helaldir. Herkes ana sütü gibi kullanır. Kimse dilini, etnik yapısını, ailesini seçerek bu dünyaya gelmedi. Bu farklılığımız zenginliğimiz olmak mecburiyetindedir. Zenginliğimiz olursa bu bölgede yaşayan bütün kardeşlerimiz, Türkiyemiz bundan istifade eder. Farklılıklarımız ayrılık haline getirmeye çalışanlara aman ha dikkat edin. Farklılıklarımız bizim zenginliğimiz. Bütün bu zenginlikler Anadolu topraklarını çok daha güçlü olmasını sağlayacak etkenlerdir. Terör, fitne ve fesat peşinde koşanlara da diyoruz ki, ‘Bundan size ekmek çıkmaz, size bir gelecek yok.’ Bu millet kararlıdır, 80 milyon kol kola girmiş vaziyette hep beraber terörü geride bırakacağız.”
(Mehmet Pişkin - Emrah Kızıl - Ejder Ediz Işık/İHA)
Yorum Yazın