Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, "15 Temmuz’un kahramanlarından biri de Türk medyasıdır. O gece darbecilerin hedeflerinden biri de medya olmuştur bunu hep birlikte yaşayarak gördük" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde, BYEGM’nin 15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında Türkiye’de ağırladığı yabancı basın mensupları ve ulusal basınla bir araya geldi. Öncelikle BYEGM’nin 15 Temmuz’dan karelerin de bulunduğu fotoğraf sergisini gezen Bakan Kaya, sözlerine 15 Temmuz’da canlarını feda eden tüm şehitleri rahmetle yad ederek ve gazilere acil şifa dileyerek başladı.
"15 TEMMUZ’UN KAHRAMANLARINDAN BİRİ DE TÜRK MEDYASIDIR"
Bakan Kaya, şehit olan gazeteci Mustafa Cambaz’ı rahmetle, minnetle yad ettiğini söyleyerek, "Türk medyasının o karanlık gecenin aydınlığa dönüşmesinde çok büyük bir payı oldu ve Mustafa Cambaz kardeşimiz o mücadelenin de bir simgesi oldu adeta. Ruhu şad olsun. 15 Temmuz’un kahramanlarından biri de Türk medyasıdır. O gece darbecilerin hedeflerinden biri de medya olmuştur bunu hep birlikte yaşayarak gördük. Ancak medyamız çok büyük ölçüde bu darbenin karşısında yer almış, örnek bir tavır ve mücadele sergilemiştir. Dünya basını için de örnek ve ilham kaynağı olacak bu cesur ve kararlı duruşundan dolayı medyamıza, tüm medya mensuplarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Fotoğraf sergisini gezdik, gazetecilerimizin o geceye yaptıkları tanıklığı hep birlikte gördük. Esasen bu fotoğraf karelerinin içindekiler kadar arkasındaki hikayeler de bir cesaret ve kahramanlık örneğidir. O yüzden bu kareleri çeken her bir foto muhabirimizi tebrik ediyorum. Buradaki kareler sıradan fotoğraflar değil. Her bir kare demokrasi zaferinin ayrı birer hikayesi. Aynı kare içerisinde birçok duyguyu aynı anda yaşayabiliyoruz. Burada hepsini baskı olarak görüyoruz ama her bir kareye bakarken o geceyi tekrar yaşıyoruz. Esasen halen fotoğraflara bakarken bizi o gecenin duygularına götüren şey, 15 Temmuz’un ne kadar büyük bir badire ama aynı zamanda büyük bir zafer olduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu.
"15 TEMMUZ SONRASI 400’E YAKIN YETİM VE ÖKSÜZ EVLADIMIZ VAR"
Bakan Kaya, kişisel olarak 15 Temmuz hikayesini, Türk milletinin gösterdiği kahramanlığı, Avrupa ve dünya ülkelerinin tavırlarının oluşturduğu duyguyu, 15 Temmuz nedir? sorusuna verdikleri cevapları paylaşma fırsatı bulduğu için mutlu olduğunu kaydederek, "Umarım, sizler için de faydalı, aydınlatıcı bir buluşma olur. 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca yaşadığı en korkunç ve en alçak saldırıydı. Sadece bir darbe girişimi değildi 15 Temmuz. Ekonominin, terörün ve çeşitli enstürmanların kullanılarak bir sürecin sonunda yaşanan bir işgal girişimiydi. O gece 250 vatandaşımız şehit, 2 bin 193 vatandaşımız gazi oldu. 8 çocuk şehidimiz ve 11 kadın şehidimiz var. Uzvunu kaybedenler, sakat kalanlar, yatağa mahkum olanlar var ve annesiz, babasız kalan 400’e yakın yetim ve öksüz evladımız var 15 Temmuz sonrası" açıklamasını yaptı.
"EĞİTİM FAALİYETLERİ İÇİN AÇTIKLARI OKULLARDA KURŞUN ASKER YETİŞTİRDİLER"
"15 Temmuz’un faili FETÖ ve iş birlikçileridir" diyen Bakan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ, içeride ve dışarıda belli güçlerin emrinde olan silahlı bir terör örgütüdür. Bu gerçek 15 Temmuz’da kesin bir şekilde ispatlanmıştır. FETÖ deyince, aklınıza PKK veya DEAŞ gibi bir terör örgütünün canlanmasını bekliyoruz. FETÖ terör örgütü, PKK’dan, DAEŞ’ten farklı bir terör örgütü değildir. Kullandığı taktikler, maddi gücü ya da imajı bu gerçeği görmenize engel olmasın. FETÖ, ülkemde büyük bir katliam yapmış ve insanlarımızı öldürmüştür. Küresel bir ağa sahip olan bu örgüt, eğitim kurumları ve din üzerinden toplumları ifsat etmekte, tüm insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Demokrasiye, özgür düşünceye düşman bir terör örgütüdür FETÖ. Kırk yıldır bugünler için hazırlık yapan bu sinsi yapının oluşturduğu tehdit, bugün hala faaliyet gösterdiği ülkelerin geleceği için de çok büyük bir tehdittir. FETÖ, kamu kurum ve kuruluşlarımıza sızarak, Türkiye düşmanı terör örgütleriyle işbirliği içerisine girerek ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu bu ülkede göstermiştir. Milletimizin kutsal değerlerini, dini hassasiyetlerini istismar ettiler. Eğitim faaliyetleri için açtıkları okullarda kurşun asker yetiştirdiler, bu okulları terör faaliyetlerinin odağı haline getirdiler. Bütün bunlar 15 Temmuz sonrası savcılarımız tarafından belgeleriyle tespit edilmiştir."
"TAM BİR İŞGAL HAREKETİ OLDUĞUNU ASLA UNUTMAMAMIZ GEREKİYOR"
Kamu kurumlarında gereken temizliğin yapıldığını belirten Bakan Kaya, "Hukuk önünde hesap veriyorlar ve hak ettikleri cezayı da hukuk önünde alacaklar. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya, seçilmiş Cumhurbaşkanımızı ve hükümeti devirmeye çalışmanın, TBMM’yi yok saymanın, masum vatandaşlarımızı şehit etmenin, yaralamanın elbette bir karşılığı olacak. 15 Temmuz darbe girişiminin tam bir işgal hareketi olduğunu asla unutmamamız gerekiyor. Milletimiz teröristlerin işgal girişiminde büyük bir direniş göstermiştir. Bu direniş sivil bir direniştir. Bu yönüyle de bu direnişin dünyada eşi ve benzeri yoktur. 15 Temmuz çok uzun bir geceydi. 15 Temmuz’u anlamak için o geceyi yaşamak gerekiyor. O gecenin tanıklarıyla konuşmadan, şehitlerin kabirlerini ziyaret etmeden, yakınlarının acı ve gözyaşlarını paylaşmadan hakikati tam olarak anlamak mümkün değil. Gencecik delikanlıların şarapnel parçalarıyla nasıl yere düştüklerini görmeden 15 Temmuz’u anlamamız mümkün değil. Kendimizi bebeğini evde bırakarak vatan savunmasına koşan ve şehit düşen kadınlarımızın yerine koymadan, empati yapmadan 15 Temmuzu anlayamayız. Milletimizin gösterdiği fedakarlık ve cesareti anlamak gerçekten büyük bir özveri istiyor. Biliyorum birçok video izlediniz, fotoğraflar gördünüz, tanıklıklar dinlediniz. Ancak 16 Temmuz sabahından bu yana şehit yakınları ve gazilerle birlikte olan bir siyasetçi olarak ve insan olarak şunu bilmenizi istiyorum: ölenler, yaralananlar, hayatının akışı sonsuza dek değişenler, birer insan. Babasını, annesini kaybeden evlatlarımız var, daha hamile olduğunu eşiyle paylaşamadan bugün çocuğunu, bebeğini kucağına alan kadınlarımız var. İki 15 Temmuz şehidimizin geçtiğimiz aylarda bebekleri doğdu ve bu şehit babalar evlatları olacağını duymadan, bilmeden şehit düştüler" ifadelerini kullandı.
"İKİ ÇOCUĞUMU EVDE BIRAKARAK O GECE SOKAĞA ÇIKTIM"
Gerçek ve sahici hikayelerin olduğunu belirten Bakan Kaya, "O hikayeleri, onların yaşadıkları ihanetin şiddetini kendi gözlerinizle görmenizi çok isterim. Kendi ordusu, kendi askeri tarafından, asker kılığındaki teröristler tarafından öldürüldü insanlarımız. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz bombalandı, polislerimiz, gençlerimiz bizim kendi kurşunlarımızla vuruldu. Az önce bahsettiğim gibi empati yapmayı deneyin, gözlerinizi kapatın ve düşünün. Yaşadığımız saldırının büyüklüğünü daha iyi anlayacaksınız. Ben bir anneyim ve ben kadın bir siyasetçi ve Bakan olarak iki çocuğumu evde bırakarak o gece sokağa çıktım. Çocuklarımla helalleştim onları önce Allah’a sonra anneme emanet ettim ve anneme de ‘çocuklarım sana emanet’ dedim. Siyaset bedel ister, bizler siyasetçiler olarak o gece vatan, hürriyet ve demokrasi adına her türlü bedeli ödemeye hazırdık. Milletimizin bizlere yüklediği büyük sorumluluk duygusu vardı. O gece biz bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. Öncelikle Çankaya Köşkü’ne gittim, Meclis Başkanımız ve Bakan arkadaşlarımızla istişareler yaptık. Meclisin, bedeli ne olursa olsun çalışması kararını aldık ve araçlarımıza bindik, milletin Meclisi’ne doğru yola çıktık. Köşk ile Meclis arasındaki yollar tutulmuştu. Meclis’e girerken de tanklar vardı ve helikopterlerden açılan ateş altında Meclis’e girdik nitekim diğer bir Bakanımızın, Nihat Zeybekci Bey’in Meclis’e girerken ateş altındaki görüntüleri de basına yansıdı, hepiniz gördünüz. O şartlar altında Meclis Başkanımızın başkanlığında Meclis oturumunu açtık. Bakan arkadaşlarımız, siyasi parti gurup başkanvekilleri ve farklı partilerden milletvekilleri Meclisteki tarihi oturuma katıldılar. Bu kararlı duruşu TBMM’de üzerimize uçaklardan bomba yağdırılırken bizler sergiledik ve bizler üstümüze düşen görevi yaptık" diye konuştu.
"DEMOKRASİ ADINA ÜZÜCÜ BİR DURUMDU VE BİZE HAYAL KIRIKLIĞI YAŞATTI"
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde halkın üzerine ateş açılırken, Gölbaşı Polis Özel Harekat Dairesi, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü bombalanırken milletle birlikte dimdik ayakta durduklarını ifade eden Bakan Kaya, şunları kaydetti:
"Korkmadık, asla vazgeçmedik. Milli iradenin sesini, demokrasiye olan inancımızı en güçlü bir şekilde Türkiye’ye ve dünyaya haykırmak için oradaydık. Meclis bombalanırken Meclisin alt katında bir odada görüşmeleri kayıt altına aldık, darbe girişimini reddeden bir bildiri yayınladık. Darbe girişimi püskürtülünceye kadar bombalara rağmen hiçbirimiz Meclisi terk etmedik, o geceyi sabahına kadar Meclisin çatısı altında geçirdik. Darbe sürecinde Sayın Cumhurbaşkanımızın vakarlı duruşu, cesareti, halkımızı meydanlara ve hava limanlarına davet etmesi, kuşkusuz o gecenin en önemli kırılma noktalarından biriydi. Cumhurbaşkanımızın devletimizin başında olması, liderliği Türkiye için büyük bir şans. Elbette bu zaferin asıl kahramanı gazi milletimizdir. Milletimiz demokrasi ve özgürlük testinden bir kez daha zaferle çıkmıştır. 15 Temmuz, Türkiye demokrasisi açısından bir dönüm noktası olmuştur. 15 Temmuz, sadece Türkiye’nin değil başta Avrupa olmak üzere tüm dünyanın da sınavıydı. Doğrusu biz Avrupa’nın, ABD’nin darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren tepkisiz kalmaları, ilerleyen saatlerde de sadece izliyoruz açıklamalarıyla yetinmeleri demokrasi adına üzücü bir durumdu ve bize hayal kırıklığı yaşattı. FETÖ terör örgütü mensuplarının ve örgüt liderinin sunulan tüm bilgi, belge ve delillere rağmen halen Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde bulunmaları kaygı vericidir. Bu tavrı referandum dönemindeki Hollanda ziyaretimizde de yaşadık maalesef."
Programa Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca, yerli ve yabancı basından çok sayıda medya temsilcisi katıldı.
(Goncagül Özcan - Nurullah Geylani / İHA)
Yorum Yazın