Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, FETÖ’nün ABD Dışişleri Bakanlığının yayınladığı ’Terörizm 2016 Ülkeler Raporu’nun Türkiye bölümünde ilk kez yer almasına ilişkin, "Bunu önemsiyoruz. Fakat FETÖ terör örgütünün ne olduğunu mahiyetini tam olarak tespit etmeyen bir değerlendirme olduğunu da ifade etmeliyiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kalın, bir gazetecinin FETÖ’nün ABD Dışişleri Bakanlığının yayınladığı Terörizm 2016 Ülkeler Raporu’nun Türkiye bölümünde ilk kez yer alması ancak terör listesinde yer almaması ile ilgili sorduğu soru üzerine, "Bu çelişkili bir durumdur. ABD Dışişleri Bakanlığının terör raporuna FETÖ’nün dolaylı olarak da girmiş olması önemli, bunu önemsiyoruz. Fakat FETÖ terör örgütünün ne olduğunu mahiyetini tam olarak tespit etmeyen bir değerlendirme olduğunu da ifade etmeliyiz. Yani bunu sadece Türk Hükümeti böyle görüyor diye subjektifize etmeye çalışmak, öznelleştirmeye çalışmak bir kere objektif gerçekliklerden biraz uzaklaşmak anlamına gelir. Çünkü bu terör örgütünün bu ülkede yaptıkları ortada, 15 Temmuz darbesi ortada, sonrasındaki faaliyetleri ortada. Ve üzücü olan şu tabii: Şu anda bu FETÖ terör örgütü Avrupa ve Almanya’yı kullanarak, oranın imkanlarını kullanarak, seferber ederek, hatta Amerikalı vergi mükelleflerinin vergi paralarını kullanarak, sistemi manipüle ederek Türkiye’ye karşı faaliyetler içerisinde bulunmaktalar. Bizim Avrupa ve Amerika makamlarından beklentimiz, FETÖ terör örgütünün elebaşı olan Gülen başta olmak üzere bunların ne kadar militanı, gizli, açık elemanı, ajanı, casusu varsa bunların hukuk kuralları içerisinde, bizim talep ettiğimiz şekilde Türkiye’ye iade edilmeleridir. Orada kovuşturmaya tabi tutulmalarıdır. Madem hukukun üstünlüğünden, yargının bağımsızlığından bahsediyoruz, Türk mahkemelerinin bu konuda verdiği kararlar açık ve net ortadadır. Bu konularda bizim suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde Avrupa’dan ve Amerika’dan beklentimiz FETÖ terör örgütü mensuplarının Türkiye’ye iade edilmesidir. Aksi halde bu adamın Pensilvanya’dan bu suç imparatorluğunu yönetmesine müsaade edilmesi terörle mücadele açısından büyük bir çelişkidir. Türkiye ile stratejik ilişkisi, müttefiklik ilişkisi olduğu iddiasını da maalesef gölgeleyen, zedeleyen bir durumdur. Bizim bu konudaki beklentimiz, Avrupalı ve Amerikalı makamların bu konuda Almanya için de aynı şey geçerli, tereddütsüz ve gecikmeden hareket etmeleri ve bu kriminal kişileri adaletin önüne çıkma noktasında bizimle iş birliği içinde olmalarıdır" değerlendirmesinde bulundu.
"BU TEHDİT TAMAMEN ORTADAN KALKANA KADAR BU MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"
Kalın, bir gazetecisinin, "Dün kabine revizyonu sonrasında Milli Savunma Bakanlığındaki devir teslim töreninde görevi devreden Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın bir açıklaması vardı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin FETÖ ile mücadele kapsamında özel bir birim oluşturulmasından bahsetti. Acaba bu özel birimin detayları nelerdir?" sorusu üzerine ise Kalın, "Şu anda yok, çünkü çalışma devam ediyor. Tamamlandığında, uygun görüldüğü şekilde onu ilgili birimlerimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz, Milli Savunma Bakanlığımız paylaşırlar ama şunu söyleyeyim FETÖ ile mücadele konusunda gerek Türk Silahlı Kuvvetleri gerek diğer emniyet birimlerimiz içerisinde hakikaten yoğun, detaylı, özverili bir çalışma şu anda yürütülüyor. Bu tehdit tamamen ortadan kalkana kadar da bu mücadelemiz devam edecek" cevabını verdi.
"TÜRKİYE OLARAK BİZİM HİÇBİR MÜTTEFİKİMİZ HERHANGİ BİR ASKERİN HAYATINI TEHLİKEYE ATMAK GİBİ BİR Nİ,YETİMİZ ASLA YOKTUR"
Kalın, Amerika’nın Suriye’nin kuzeyindeki üsleriyle ilgili haberin sorulması üzerine, "Anadolu Ajansı’nın haberi kendi habercilik ağı çerçevesinde hazırladığı bir haberdir. Burada hükümetin bir haber vermesi, yönlendirmesi gibi bir şey söz konusu değil. Bir kere Türkiye olarak bizim hiçbir müttefikimizin herhangi bir askerini, görevlisini herhangi bir yerde Suriye’de, Irak’ta veya bir başka her noktada hayatını tehlikeye atmak filan gibi bir düşüncemiz, niyetimiz asla söz konusu olmaz. Bizim o ülkelerden beklentimiz de budur. Aynı şekilde bizim askerlerimizin, bizim yetkililerimizin de dünyanın değişik yerlerinde görevli olan insanlarımızın da hayatını tehlikeye atacak tavır ve tutumlardan uzak durmalarıdır. Bu karşılıklı anlayış çerçevesinde zaten uyguladığımız bir şeydir" şeklinde konuştu.
"TERÖR EĞER TERÖRSE HER YERDE TERÖRDÜR"
Türkiye’nin PYD/YPG’ye destek verilmesi konusundaki hassasiyetini hep ifade ettiklerini kaydeden Kalın, "Bu politikanın yanlış olduğunu ifade ettik, etmeye de devam edeceğiz. Çünkü bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle bertaraf edemezsiniz ve PYD’ye YPG’ye giden bu silahlar, verilen bu eğitim, bu propaganda desteği, medya desteği, siyasi destek bunların nereye varacağını herhalde Amerikalı yetkililer değerlendiriyordur diye umut ediyoruz. En azından bizim açımızdan bunların PKK’yı desteklediği, PKK’yı güçlendirdiği sonucunu herhalde hiç kimse inkar edemez. Zaten PKK terör örgütünün yaklaşımlarına baktığınız zaman ‘Evet biz DEAŞ’la mücadele bahanesiyle, bu kılıfla şu anda Amerika’yı da arkamıza aldık, Avrupa’yı da arkamıza aldık. Dolayısıyla istediğimiz gibi alanda at koşturabiliriz’ tavrı içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu cesareti kim veriyor bu terör örgütüne? Bir tarafta siz PKK’ya terör örgütü diyeceksiniz aynı bazı Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi. Öbür taraftan onlara da muazzam bir alan açacaksınız. Dolayısıyla burada terörle mücadele tutarlı bir şekilde yürüyecekse bunun hakikaten belli kurallar içerisinde yapılması gerekiyor. Maalesef terör, uluslararası ve acil bir tehdit olarak ne zaman tanımlanmaya başlıyor? Batılı çıkarları hedef aldığı zaman; DEAŞ terörü gibi, El Kaide terörü gibi ama mesela PKK terörü söz konusu olduğunda aynı terör örgütü, aynı yöntemleri kullanıyor, aynı yaklaşıma sahip, insanları öldürüyor, masum insanlara saldırıyor Necmettin Yılmaz gibi genç bir öğretmenimizi daha önce birçok öğretmenimizi, korucumuzu, polisimizi, vatandaşımızı öldüren bu vahşi, eli kanlı terör örgütü söz konusu olduğunda sanki adeta onu ayrı bir kategoriye tabi tutuyorlar. Niye? Çünkü Batılı çıkarları hedef almıyor diye. Burada da öyle bir çifte standart var ki terör eğer terörse her yerde terördür ve buna karşı herkesin mücadele etmesi gerekir. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığıyla baktığınız zaman eninde sonunda döner dolanır o yılan bir gün de sizi sokar. Bunun küçük bir örneğini biz aslında Hamburg’taki protestolarda gördük. Vandalizm düzeyine varan G-20 karşıtı, küreselleşme karşıtı gösterilerde gördük. Bir grubun nasıl PYD paçavralarıyla, YPG paçavralarıyla orada yürüyüş yapmaya çalıştığını, Alman polisiyle karşı karşıya geldiğini hep birlikte gördük. Bizim tam da dediğimiz şey bu işte" ifadelerini kullandı.
(Goncagül Özcan/İHA)
Yorum Yazın