Tarihçi Prof.Dr. İlber Ortaylı, Kanal İstanbul projesinin gerekli olduğunu söyleyerek, “İstanbul Boğazından bu kadar şilep geçemez. Aksi takdirde her gün deniz kazaları olur” dedi.
Beylikdüzü Belediyesinin düzenlediği Ramazan etkinliklerinin dün akşamki konuğu tarihçi İlber Ortaylı’ydı. Beylikdüzü’nde yaşayan vatandaşlarla Yaşam Vadisi’nde söyleşide bir araya gelen Ortaylı, Kanal İstanbul’un gerekli olduğunu söyleyerek, "Zaten Lozan değişti ve daha çok değişecek. Montrö Lozan’ın tashihi demektir. Daha da tashihi edilecek çünkü İstanbul Boğazı’ndan bu kadar şilep geçemez. Aksi takdirde her gün deniz kazaları olur haberiniz olsun. Yani bundan sonra ciddi bir hükümetin programı o çılgın kanal denen kanalın yapılmasıdır. Onu aklı başında jeologlar Celal Şengör gibileri evet diyorlar, bu iş lazım diyorlar. Çünkü İstanbul boğazları milletler arası bir trafiğe müsait değildir. Lozan ve Montrö zamanında buradan geçen gemilerin yoğunluğu yüzde 1’in de altında. Bu hacmi kaldıramaz. İstanbul’un nüfusu 1 milyondu boğaz işlemiyordu zaten. Şimdi bizim okuldan bile motor kalkıyor sabah akşam karşıya. Servisle taşıyacak halimiz yok. Her yakada 10’ar milyon adam yaşıyor” dedi.
“HOLLANDACA DİYE BİR DİL YOK”
Dünya üzerinde 5 bin dil oluğunu söyleyen Ortaylı, her birine ayrı devlet ayrı bayrak verilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. Ortaylı, “Şu anda dünyada 5 bin tane lisan var. Lehçeler ve ölü diller hariç. Bunların içerisinde her gün ölenler ya da gerileyenler var. Bir de bir takım lehçelerde kendilerinin lisan olduğunu iddia ediyor. Bir de milliyet var. Şimdi laf aramızda. Resmen sakın söylemeyeyim sakın bunu. Çok saldırırlar birde. Hollandaca diye bir dil yoktur. Hollandaca bir Kuzey Alman lehçesidir ama bunu söylemezsin. Bu lehçede de ayrıca çok güzel bir edebiyat vardır. Siz bunların hepsine küçük küçük ne bayrağı çizeceksin. Bilgisayarlar yetmez. Hangisine ne vereceksiniz. Birleşmiş Milletler haritaları kontrol ediyor. Nüfus haritalarını değiştirmemizi protesto ediyor. ’Şunu şuraya yerleştirdin yapamazsın’ diyor. Fakat ne hikmetse Çinlilerin yemediği nane yok. Tibet’te ve Shenyang’ta ona sesini çıkaramıyor. Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin dişi çink çank çunklara geçmez. O istediğini yapar bu çok açık bir şey ” diye konuştu.
BEYLİKDÜZÜ İSMİ NEREDEN GELİYOR ?
Beylikdüzü isminin tarihçesini ve nereden geldiğini anlatan Ortaylı, ”Rumeli tarafına, Avrupa tarafına gidenlerin konakladığı bir yer olması lazım . Düzü dediği ova yani. Beylik dediği de haslardan biri. Orada konaklıyordu gelip geçerken. Kervansaray olmadığına göre kervanlarda burada konaklıyordu. Eski bir ad” dedi.
(Alper Korkmaz / İHA)
Yorum Yazın