I. Uluslararası Tarihî, Edebî ve Kültürel Açıdan Osmanlı Mezar Taşları Sempozyumu, Eyüpsultan Belediyesi Mehmet Akif Ersoy salonunda gerçekleştirildi.
Eyüp Sultan Araştırma Merkezi (EYSAM) ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin birlikte düzenlediği bu sempozyuma Eyüpsultan Belediyesi destek verdi ve ev sahipliği yaptı.
Sempozyumun yapılacağı salonun koridorunda EYSAM tarafından açılan Mezarlık ve Mezar taşları sergisi ve geçmiş sempozyumlarda yapılan mezarlıklarla ilgili sunumları içerir çıktı ve sempozyum kitapları sergisi ilgi çekti.
Sempozyum, Strateji Geliştirme Müdürü İrfan Çalışan tarafından yapılan açılış konuşması sonrasında program İlahiyat Fakültesi Dekanı adına Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ali Öztürk tarafından yapılan konuşma ile devam etti.
Açılışta son konuşmayı Eyüpsultan Belediye Başkanı Remzi Aydın yaparak sempozyumun önemine değinerek başarılı geçmesi dileğinde bulundu.
Açılış konuşmalarından sonra 1. oturuma geçildi, oturum başkanlığını Doç. Dr. Ali Öztürk’ün yaptığı bu oturumda EYSAM’da danışman olarak görev yapan Hülya Yalçın, Eyüp Sultan ve Mezarlıklarına genel bakış başlıklı tebliğini sundu.
Sunumda Eyüpsultan’ın tanıtımı yüzyıllara göre geçirdiği değişimlerden bahsedildikten sonra mezarlıklar, mezarlıklar ile ilgili yapılan çalışmalar ve önerilerle sunum sona erdi.
Bu oturumda 2. sunum, İ.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Hatice Arslan Sözüdoğru tarafından yapıldı.
Bu sunumda; Eyüp Sultan Türbesi haziresindeki şahideler kronolojik olarak ele alınıp, yüzyıllara göre dağılımı ve hangi yüzyılda daha çok şahidenin mevcut olduğu izah edilerek, bu yüzyıllarda metfun olanların sınıflandırılması sunuldu.
Eyüp Sultan Türbesi arka tarafında yer alan haziredeki şahideler yüzyıllara göre, meslek gruplarına göre, cinsiyete göre örneklerle anlatılmış, bazı taşlar hakkında araştırmacıların daha detaylı çalışma yapmaları gerektiği konusuna dikkat çekildi.
Bu oturumun son sunumu yine İ.Ü,İlahiyat Fakültesi’nde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Reyhan Çorak tarafından yapıldı.
Bu tebliğde de Eyüp Sultan Türbesi’nin arka tarafında yer alan ve topoğrafik bir ayrım nedeni ile B haziresi olarak adlandırılan haziredeki şahideler ele alındı.
Sunumda; B haziresinde bulunan yaklaşık 400 taşın gözden geçirildiği daha evvel yapılan okuma hatalarının tespit edildiği ve düzeltildiği belirtilerek; bu taşların muhteva bakımından incelendiği hususuna dikkat çekildi.
Yapılan kronolojik tasnif esas alınarak hazirede metfun bulunanlar meslekî açıdan değerlendirildi, cinsiyetlerine ve vefât sebeplerine göre ayrıca bir ayırım yapıldığı bilgisi verilerek, elde edilen sonuçlar, kültürel, sosyal, edebî ve tarihî açıdan değerlendirildi.
Sunumların sonunda oturum başkanı Doç. Dr. Ali Öztürk, kısa bir değerlendirme yaparak oturumu sonlandırdı.
BALKANLARDA OSMANLI MEZAR TAŞLARI ÖRNEKLERİ
Kısa bir çay-kahve molasından sonra Balkanlarda Osmanlı Mezar Taşları Örnekleri başlıklı ikinci oturuma geçildi.
Bu oturumun başkanlığını ise; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Ahmet Sacid Açıkgözoğlu yaptı.
Bu oturumda ilk sunum Uzman Hatice Ahmedi tarafından yapıldı. Güney Sırbistan’da bulunan Preşova şehrinde günümüze ulaşmış Osmanlı kitabeleri ve özellikle mezar taşı kitabeleri hakkında bir değerlendirme yapıldı. Şehrin merkezinde bulunan Osmanlı kitabelerinin mevcudiyeti hakkında geniş bilgi verildi.
Bu sunumda sadece mezar taşları değil cami, türbe, çeşme kitabeleri de tanıtılarak günümüze ulaşabilen bu önemli tarihi eserler bize kalan Osmanlı Mirası olması nedeni ile de kıymetlidir tespiti ile sunum sona erdi.
Bu oturumun 2. sunumunu Albonolojik Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Sadık Mehmeti yaptı. Kosova’da Osmanlı döneminden kalmış mezar taşlarının tanıtıldığı bu sunumda Kosova’daki mezar taşlarının tahrip edildiği koruma altına alınmazlarsa kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya oldukları bilgisi verildi.
3. sunumda, yine Albonolojik Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Nuridin Ahmeti tarafından yapıldı.
Sunumda, Kosova’nın Opoya bölgesi mezar taşları değerlendirildi. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Prizren Sancağında bulunan Opoya Kazası’nda İslam dini ve mirasının XV. asırdan itibaren mevcut olduğu bilgisi verilerek, bölgede bulunan mezar taşlarının büyük bir kısmı harap olduğu bildirildi.
Günümüze gelebilenler ise son örneklerdir. Bunlar Osmanlı Dönemi’deki Opoya Kazası’na ait önemli bilgiler vermekte olup; ayrıca bölgede yaşayan mühim şahsiyetler hakkında da malumat sahibi olmamızı sağlamaktadırlar bilgisi paylaşılarak, bunlar kısa zamanda koruma altına alınamazlarsa diğerleri gibi kaybolacak ve böylece pek çok kültürel ve tarihi değer yitip gidecektir diyerek sunumu sonlandırdı.
2. ve 3. sunum da Dr. Hatice Ahmedi’nin tercümesi ile dinleyicilerle paylaşıldı.
Bu oturumun son sunumu ise, Cemal Hatip tarafından yapılan Bulgaristan-Ribnovo Köyü Mezarlığı ve Mezar Taşları konulu sunumu oldu.
Bulgaristan’da, Türk ve Müslüman halkı açısından büyük tarihî ve demografik önem taşıyan Osmanlı mezar taşlarına henüz gereken ilginin gösterilmediğinden bahsedilerek, Batı Rodoplar’ın değişik bölgelerinde bulunan yüzlerce Osmanlı tarihi anıt yok olmaya yüz tutmuş olduğu bilgisi verildi.
Sunum konusu olan, Yukarı Cuma (Blagoevgrad) ili Gırmen ilçesine bağlı Ribnovo Köyünün mezarlığında, 40 adet başucu, 9 adet ayak ucu ve onlarca isimsiz ve motifsiz şâhide bulunmakta olduğu ve bu şahideler 1161/1748-1318/1900 yılları arasına tarihlendiği bildirilerek bu taşlar ayrı ayrı ele alınarak değerlendi.
Sunumlardan sonra Prof. Dr. Ahmet Sacid Açıkgözoğlu bölümün değerlendirmesini yaparak oturumu kapattı.
Yemek Molasını müteakip Orta Doğu – Uzak Doğu Türk/Osmanlı Mezar Taşları başlıklı 3. oturum gerçekleştirildi.
Oturum Başkanlığı’nı İ.Ü. İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Kerim Buladı’nın yaptığı bu oturuma Eyüpsultan İlçe Kaymakamı Abdullah Dölek nde katıldı.
3. oturumun ilk sunumunu Dr. Öğretim Üyesi Ziyad Alrawashdeh, Osmanlı Şeyhulislamı Alâaddin el-Arabî: Şahidesinin Tespiti ve Eserlerinin Tahkiki isimli sunumu ile gerçekleştirdi.
Bu sunumda Osmanlı Şeyhulislam’ı Alâaddin el-Arabî’nin hayatı, ilim yolculuğu, ilmi kişiliği, tasavvufi eğilimi, Sahn-ı Seman medreselerinde göreve getirilişi, eserleri ve vefatı anlatıldı.
Bütün bunların Eyüp Sultan ile bağının da verildiği sunumda, Şeyhulislam Alâaddin el-Arabî ve mezarı hakkında yapılan hatalı yayınlar ve mezarının restore edilmesi temennisi ile sunum sona erdi.
3. Oturumun 2. sunumunda Muhammed Emin Uyguri, Kadim Türk Geleneği’nde Mezar Taşı kültürü: Uygur Türklerinde Kabir Medeniyeti Örneğinde başlıklı tebliği sundu.
Bu sunum Uygur Türklerinin mezar taşları yoluyla Doğu Türkistan Tarihine bakma fırsatı verdi. Sadece Uygur Türklerinin değil, bütün Türk tarihine tesir etmiş bazı önemli şahsiyetlerin şahideleri incelendi.
Sultan Satuk Buğra Han (ö. 956), Tarihçi ve dilçi Kaşgarlı Mahmud (ö. 1069), Kraliçe Emanunnisa Han (ö. 1560), Şair ve edip Abdurrahim Utkûr gibi örnekler üzerinde durulan sunumda, günümüzde her şeyleri ile yok edilen Uygur Türklerinin, tarihteki ortak köklerine bu taşlar yoluyla temas ederek, yeniden köklerine sahip çıkma adına, kimliklerini temsil eden taşlar şahit olarak ortaya konuldu.
3. oturumun son sunumu Zeki el-Hâşimi tarafından gerçekleştirildi. Sunum da, “Hattat Sami Efendi’nin Yazdığı Şahideler” üzerinde duruldu.
Bu tebliğde Hattat Sami Efendi’nin hayatı ve hattatlığı, hat sanatına getirdiği yenilikler anlatılarak, özellikle bazı şahidelerinin metin düzenlemesi ile ilgili bilgi verildi. Arapça yapılan sunum Türkçe’ye çevrilerek dinleyicilerle paylaşıldı.
Prof. Dr. Kerim Buladı’nın yaptığı oturum değerlendirmesinden sonra ara verilmeden EYSAM yöneticisi Ali Özcan tarafından hem sempozyumun kısa bir değerlendirmesi yapıldı, hem de mezarlık konusunun sadece mezar taşları ile sınırlanamayacağını mezarlık kültürünün her yönüyle ele alınması gerektiğini bildirdi.
Konuşmasında, mezarlıklarla ilgili pek çok çalışma yapıldığını fakat bunların birbirini tekrarlayarak adeta bir kısır döngüye girdiğini vurgulayarak, mezarlıklarla ilgili araştırmaların daha sistematik, metodolojik bir yöntemle ele alınması için bu araştırmaların müesses bir kuruma bağlı yürütülmesi gerektiği hususunda görüş bildirdi.
Osmanlı mezarlık kültürünü inceleyen bir enstitünün kurulması ve tüm yazılı ve görsel bilgilerin bir enstitü bünyesinde toplanması gerektiğine değindi ve bu sempozyumun bir ilk olduğunu, devam etmesi gerektiğini bildirerek konuşmasını sonlandırdı.
Güne özel tasarlanan, ESTAM Birimi çalışmaları kapsamında yer alan mezar taşlarının 3 boyutlu modellerinden plaketler Eyüpsultan İlçe Kaymakamı Abdullah Dölek ve Belediye Başkanı Remzi Aydın tarafından Sempozyum katılımcılarına hediye edildi.
Yorum Yazın