Türk Ocakları Genel Merkezi, DEAŞ’ın Telafer’de Türkmenleri kurşuna dizerek, yüzlerce yıllık Türkmen kasaba ve şehirlerinin bilinçli bir şekilde Türksüzleştirilmeye devam edildiğini bildirdi.
Türk Ocakları Genel Merkezinden yapılan açıklamada, son günlerde birtakım haber kaynaklarında Telafer’de 200 kadar Türkmen’in DAEŞ (IŞİD) tarafından katledildiğine yönelik haberlerin çok yakından takibe alındığı vurgulanarak, bölgeden nakledilen bu bilgiye rağmen başlangıçta ortada somut hiçbir kanıt olmadığı ifade edildi. Bölge ile birkaç gündür yapılan görüşmeler neticesinde durumun maalesef doğru olduğu kanaatine varıldığı belirtilen açıklamada, "Bize ulaşan bilgilere göre IŞİD’in Telafer’i işgali sonrası bölgedeki Şii Türkmenler bölgeyi terk ettiler. Buna karşılık Telafer’in Hasan köyü bölgesinde yaşayan az sayıda Sünni Türkmen bölgeyi terk etmedi. Fakat daha sonra yaşananları görünce onlar da bölgeden gruplar halinde kaçmaya çalıştılar" denildi.
İki ay önce Telafer’in Kadisiye (Kızıltepe) bölgesinden kaçmaya çalışan yaklaşık 40 ailelik bir Türkmen grubun DEAŞ tarafından yakalanarak hapsedildiği ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
"İşte büyük kısmını kadın ve çocukların oluşturduğu bu grup, Musul’da işlerin IŞİD’in aleyhine gelişmesi üzerine son 15 gündür kadın ve çocuk ayırımı yapılmaksızın 10-12’şer kişilik gruplar halinde kurşuna dizilerek Alloantar kuyusuna (Bu kuyunun Saddam döneminde Romanya tarafından petrol çıkarmak amacı ile açılan, daha sonra da öylece bırakılan yaklaşık beş metre çapında, 100 metreden daha fazla derinliği olduğu belirtilmektedir) atılmaktadır. Dün maalesef 17 Türkmen’in daha kurşuna dizildiği ve bu kuyuya atıldığı haberini aldık. 2014 yılında Saddam sonrası bölgeden seçilen ilk kadın Türkmen vekil olan İmen Efendiler de öldürülerek bu kuyuya atılmıştı. IŞİD tarafından cenazeler kuyuya atıldığından cenaze töreni yapılmadığı gibi taziye töreni yapılmasına da izin verilmiyor. Bunun yanında dün 45 kişilik bir grup kaçarak Peşmerge bölgesine ulaştığı istihbar edilmiştir. Halen Telafer’de 2 bin kadar Türkmen kalmıştır. Bu durum karşısında Türkiye gerekli tedbirleri almaz ve sorumluluğunun gereğini yapmaz ise bundan sonraki süreçte de yeni Türkmen katliamlarını hem Telafer’de hem de diğer bölgelerde görmeye devam edeceğiz."
"TÜRKMENELİ TÜRKİYE’NİN GARANTİSİ ALTINA ALINMALI"
Açıklama şöyle devam etti:
"Türk devletinin IŞİD gibi vahşet çetelerine ve onları yönlendiren küresel güçlere oradaki kardeşlerimize yaptıklarının bedelinin ağır olacağını göstermek için gereken her türlü tedbiri almasını bekliyoruz. Türkmeneli coğrafyasının Türk devletinin garantisi altına alınması istikametinde yeni bir politika belirlenmelidir. Türkiye’yi Arap-İslam dünyasından ayıracak ihanet koridoruna karşı yapılacak en doğru hamle Suriye ve Irak’ta kaos ve savaş öncesinde demografik ve kültürel olarak var olan ve devletlerine karşı problem çıkarmayan kardeşlerimizin yaşadığı Türkmeneli kuşağının askeri ve siyasi olarak yeniden inşasıdır. Bu vesile ile Türk medyasının söz konusu olayı araştırma ve yansıtmadaki mutat ilgisizliğini de şiddetle kınıyoruz. Hükümeti, Meclisi ve tüm toplumu kardeşlerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz."
(İHA)
Yorum Yazın