CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, “Bu yürüyüşün barışçıl bir yürüyüş olduğu, demokratik bir hakkın kullanımı olduğu, herhangi bir kesime zarar verme veya onu karşımıza alma diye bir niyetimizin asla olmadığını açıklamak istedik" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, CHP’nin ‘Adalet Yürüyüşü’ ile ilgili Avrupa Birliği (AB) büyükelçilerine bilgilendirmede bulundu. AB Türkiye Delegasyonundaki bilgilendirme sonrasında Yılmaz, basın mensuplarına açıklamada bulundu. ’Adalet Yürüyüşü’ ile alakalı olarak AB temsilcileriyle ve büyükelçileriyle bir araya geldiklerini belirten Yılmaz, "Demokratik bir hakkın kullanılması için biz yollardayız. Türkiye’de adaletin sağlanması, hukukun üstünlüğünün sağlanması, demokrasinin yeniden tesis edilmesi amacıyla yürüyüşteyiz, 5. günümüz. Bu yürüyüşün barışçıl bir yürüyüş olduğu, demokratik bir hakkın kullanımı olduğu, herhangi bir kesime zarar verme veya onu karşımıza alma diye bir niyetimizin asla olmadığını açıklamak istedik. Bazı yabancı medya kuruluşlarında konuyla ilgili bilinmeyen haberler çıktığına şahit olduk. Biz olayın gerçek yönünü bunun bir barışçıl, demokratik bir yürüyüş olduğunu ve Türkiye’de demokrasinin tesis edilmesi için demokrasiye inanan insanların bir araya geldiğini ve bunun artarak devam edeceğini, sonuçta da Türkiye’de demokrasinin kazanacağını umduğumuzu ifade ettik. Kendileri de bize bununla ilgili teknik sorular sordular. Biz de bunları açıkladık” diye konuştu.
“Umuyoruz Türkiye’de bu yürüyüş yeni bir uyanışı başlatır” ifadesini kullanan Yılmaz, “Demokratik kültürü başlatır. İnsanların birbirini örselemediği, tarafların birbirini düşman bellemediği bir kültürü tesis eder. Bu ülkede huzur içerisinde demokratik bir şekilde yaşamak istiyoruz, amacımız budur. Bunu gerçekleştirmek içinde yollardayız. Bu vesileyle bütün kardeşlerimizin bu barışçıl yürüyüşe destek vermesini diliyoruz ve o çağrıda bulunuyoruz” dedi.
Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Günlük yaklaşık 20 kilometre yüründüğünü, 3-4 etapta durulduğunu ve 428 kilometrelik bir yol katedilmesi gerektiğini, 100 kilometreye yakın yolun ve hatta fazlasının şuanda geride bırakıldığını belirttik. Sayın Genel Başkanımızın sağlık durumunun gayet iyi olduğunu, esasen katılanların da çevreye dost olduklarını, geçtikleri yollarda çevreye, doğaya azami özen gösterdiklerini, barışçıl bir yürüyüş olduğunu belirttik. Ayrıca bunun ne kadar sürebileceğini kendilerine açıkladık. Bizim herhangi bir destek talebimiz olmadı. Zaten biz Türkiye’de demokrasinin yerleşmesini kendimiz istiyoruz, kendi göbeğimizi de kendimiz keseceğiz demokratik yollarla.”
Görüşmede 27 ülkenin temsilcisi olduğunu kaydeden Yılmaz, “Büyükelçiler vardı ve AB ülkelerinin 27 ülkesinin büyükelçisi vardı” dedi.
"BİZİM İSTEDİĞİMİZ BİR TALEP YOKTU, ONLAR DA BİR TALEPTE BULUNMADILAR"
Yılmaz, görüşmede karşı taraftan destek mesajının gelip gelmediği sorusuna ise, “Bunu çok ilgiyle takip ettiklerini görüyoruz. Bütün dünyanın ilgisinin artarak devam ettiğini, burada bir kere daha şahit olduk gelen sorulardan. Bugün yaptığımız görüşmede de daha başka yaptığımız görüşmelerde de şunu gördük; bütün medya hükümetin desteklediği versiyonla bunu aksettirmiş dünyaya. Bunu ilk elden söylemek lazım. Bu barışçıl bir yürüyüş. Bunun küçümsenmesi, ötelenmesi yakışı kalmaz. Ya demokrasiye inanacağız öyle yaşayacağız ya da inanmıyorsak o zaman bunu da açıkça söylemek lazım. Yoksa bu tür demokratik eylemlere, demokratik yürüyüşlere karşı durmak, onları küçümsemek, onları yasa dışıymış gibi takdim etmek yakışı kalmıyor. Bizim istediğimiz bir talep yoktu. Onlar da bir talepte bulunmadılar. Sadece bilgi verdik. Türkiye bugün AB ile bugün müzakereler dursa bile müzakere eden bir ülke statüsünde. Biz orada kendi açımızdan olanları belirttik ve bu işle ilgili olarak detaylı bilgi verdik. Ne bizim bir talebimiz oldu ne de onların bizden bir talebi oldu. Zaten bu Türkiye’de halkın bir hareketidir. Öyle de devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’nin yürüyüşüyle ilgili ‘Yargı yarın sizi de davet ederse şaşmayın’ açıklamasının hatırlatılması üzerine Yılmaz, “’Yargı özgürdür’ dedikten sonra, ’yargıya karışmayın’ denildikten sonra böyle bir açıklama gelince yargıya bizatihi Sayın Cumhurbaşkanı karışmış oluyor. Bunlar bizim ülkemizde esasen çabuk anlaşılır insanların pozisyonu ve hoşta karşılanmaz. Kimsenin de hoş karşıladığını düşünmüyorum” dedi.
(Pelin Üzek - Burak Altun /İHA)
Yorum Yazın