Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Darbe teşebbüsünden sonra gözaltında olan veya tutuklanmış bulunan herhangi bir darbeciye ve darbe teşebbüsünde bulunan kişilere dönük kötü muamele ve işkence yapılması söz konusu değildir. Cezaevlerinde kötü muamele ve işkence iddiaları tamamıyla birer iftiradan ibarettir" dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün (BYEGM) 15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında Türkiye’de ağırladığı yabancı basın mensupları ve ulusal basınla bir araya geldi. Bakan Bozdağ, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca’yla ’Fotoğraflarla 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’ sergisini gezmesinin ardından yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TBMM’de olduğunu, TBMM’nin kurulduğu tarihten bugüne kadar ilk defa darbeci teröristler tarafından bombaladığını anlatarak, "Meclisimiz Kurtuluş Savaşı yıllarında savaşı yöneterek gazi meclis unvanını aldığı gibi aradan geçen yaklaşık 100 yıl sonra ise bu sefer milli iradeye, demokrasiye, insan haklarına hukuk devletine ve anayasal düzenine ölümüne sahip çıkma konusunda ortaya koyduğu iradeyle yeni bir gazilik unvanını hak etmiştir. Bu Meclis çifte gazilik unvanı almış bir meclis olmuştur" diye konuştu.
"BU DARBE TEŞEBBÜSÜ SIRASINDA TÜRKİYE DEVLETİ VE TÜRK HALKI GERÇEKTEN YALNIZ BIRAKILDI"
Bugünlerde Türkiye’de ve dünyada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak için pek çok iftirayı yapanlar olduğunu kaydeden Bozdağ, "Otoriterliğinden, diktatörlüğünden pek çok iftiralardan hareketle onu itibarsızlaştırmak isteyen dünya halklarının da gözünden düşürmek isteyen ulusal ve uluslararası işbirliği içerisinde çok büyük bir kampanya yürüyor. Bütün basın mensuplarına sormak isterim, dünyada Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ın dışında demokrasiye, insan haklarına, cumhuriyete, milli iradeye, seçilmişlere, milletin emanetine sahip çıkmak için darbecilere meydan okumuş ikinci bir lider var mı? Yok. Avrupa’da Amerika’da darbenin devam ettiği saatlerde ülke yöneticileri darbenin başarılı olup olmamasına göre pozisyon belirlemek için epey açıklama yapmadılar. Ne zaman yaptılar net açıklamaları, darbeci teröristlerin başarısız olduğu anlaşıldıktan sonra yaptılar. Amerika dahil Avrupa dahil. Biz bundan çok üzüldük. İstedik ki böylesi bir durumda, insan hakları, demokrasi ve cumhuriyete sahip çıkan bütün ülkeler Türkiye’nin seçilmiş iktidarının yanında olsunlar. Bu darbe teşebbüsü sırasında Türkiye Devleti ve Türk halkı gerçekten yalnız bırakıldı" ifadelerini kullandı.
"BUNDAN SONRA OLABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
"Türkiye’de bundan sonra darbe teşebbüsü yapmanın imkansızlaştığının dosta düşmana ilan edildiği tarih olmuştur" diyen Bozdağ, "Birkaç devlet kurumunu ele geçirerek veyahut da birkaç yöneticiyi derdest ederek ülkede yönetime el koyma dönemi kapanmıştır. Türk halkının 80 milyonun tamamını tek tek ele geçirmeden Türkiye’de bir darbe teşebbüsünün başarılı olma ihtimali yoktur. Darbenin ve darbecilerin defterini Türk halkı dürmüştür. Bundan sonraki süreçte Türkiye’de asker içinde veya dışında veya başka yerde darbe yoluyla yönetim değişikliği, iktidar değişikliği düşünenler hiç kendilerini yormasınlar çünkü 15 Temmuz bu anlamda bütün düşünceler için ‘The End’ anlamını taşır. Artık bitti son. Bundan sonra olabilmesi mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu.
"DARBE KARŞISINDA TÜRK HALKININ VE TÜRKİYE DEMOKRASİSİNİN KALKANI OLMUŞTUR"
Türk medyasına teşekkür eden Bozdağ, "Gerçekten Türk medyası o gün yazılı ve görsel medyanın tamamına yakını hep bir oldu, beraber oldu. Demokrasiye, cumhuriyete, milletin iradesine birlikte sahip çıktılar. Darbeciler onları susturmak için tehdit ettiler, darbeci asker gönderdiler ama onlar yine görevlerini yapmaya devam ettiler. O yüzden hem televizyonlarımıza hem gazetelerimize hem sosyal medya internet medyasına bütün basın camiasına da ben buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle de rahmetli Turgut Özal’ı rahmet, minnet, dua ve şükranla yad ediyorum. Çünkü Türkiye’de özel radyo ve televizyonların kurulması konusunda onun öncü liderliğini unutmamız mümkün değil, o zaman pek çok bugün televizyonlarda üst düzey yöneticilik yapan para kazanan kişiler Özal’a karşı çıkmışlardı. Kıdemli olanlar hatırlar o zaman nasıl karşı çıktılar rahmetli Özal’a nasıl saldırdılar. Çoğulculuğu getirmek istiyordu. Ama onlar direniyorlardı. Eğer medyadaki bu çoğulculuk ve renklilik olmasaydı belki darbenin seyri başka olurdu. O nedenle Türk medyası da bu çoğulculuğu ile darbe karşısında Türk halkının ve Türkiye demokrasinin kalkanı olmuştur. Medyamıza da ayrıca şükranlarımı sunuyorum" dedi.
"TÜRK YARGISI HUKUK VE ADALET KILICINI KUŞANMIŞ VE DARBECİLERE HUKUK YOLUYLA EN BÜYÜK DARBEYİ İNDİRMİŞTİR"
Bakan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
"Tür yargısı bundan önce yaşanmış darbe teşebbüsleri var, muhtıralar var, darbe teşebbüsleri ve muhtıralar sırasında bugüne kadar Türk yargısı daha darbenin ayak seslerinin duyulduğu ilk saatlerde darbecilere biat etmiş, onlardan yana tavır koymuştur. Darbeden sonra da darbecilerin istedikleri istikamette hareket etmiştir. Ama ilk defa Türk yargısı, 15 Temmuz 2016 Fetullahçı terör örgütünün TSK içindeki teröristleri ve onlara katılan diğer unsurlarınca gerçekleştirmek istediği darbe teşebbüsü karşısında hukuk ve adalet kılıcını kuşanmış ve darbecilere hukuk yoluyla en büyük darbeyi indirmiştir. O nedenle yargımıza da buradan ayrıca teşekkürlerimi, şükranlarımı iletiyorum. Askerimiz ve polisimizin içinde darbe teşebbüsüne katılmamış olan vatanseverler de bu mücadele darbecilere karşı en büyük darbeyi indiren olmuştur."
"DARBE TEŞEBBÜSÜNDE BULUNAN KİŞİLERE DÖNÜK KÖTÜ MUAMELE VE İŞKENCE YAPILMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"
Darbe teşebbüsünün arkasından hemen Türkiye’ye dönük pek çok eleştiriler yöneltildiğini söyleyen Bozdağ, "İşkence iddiaları yöneltildi, kötü muamele iddiaları yöneltildi. Darbecilerle ilgili bir sürü şeyler ifade edildi. Çok net söylüyorum, darbe teşebbüsünden sonra gözaltında olan veya tutuklanmış bulunan herhangi bir darbeciye ve darbe teşebbüsünden bulunan kişilere dönük kötü muamele ve işkence yapılması söz konusu değildir. Ancak darbe teşebbüsü sırasında zorla teslim alındıkları için o sırada halk ile karşı karşıya geldikleri için darbe teşebbüsü sırasında meydana gelen bir takım olaylar var, karşılıklı birbirlerine karşı bazı hadiseler var. Ama gözaltından sonra ve tutuklandıktan sonra devletin herhangi bir görevlisinin bunlara kötü muamele yapması söz konusu değildir, halk ile darbeciler arasında veya darbecileri etkisizleştirme sırasında darbecilere karşı mücadele eden vatansever polisler ile askerler arasında meydana gelen karşılıklı olaylar dışında bir hadise yoktur. Çünkü gözaltına alındığı zaman rapor alınıyor bizim usulümüzde gözaltından çıktıktan sonra da rapor alınıyor. Hangi halde gözaltına alındığı kayıtlı fotoğrafıyla, raporuyla. Sonra orada belirli aralıklarla gözaltı süresinde rapor alınıyor, belgeleniyor her şey. Çıkarken de gözaltında bir kez daha rapor alınıyor. Cezaevine girerken tutuklandı diyelim cezaevine girmeden ayrıca bir rapor alınıyor. Yani bütün bu aşamalarda işkence kötü muamele iddialarına karşı süreçler baştan sona görüntülü ve sağlık heyeti raporlarıyla belgelendiriliyor. Bunu çok açıklıkla ifade etmek isterim" açıklamasında bulundu.
"CEZAEVLERİNDE KÖTÜ MUAMELE VE İŞKENCE İDDİALARI TAMAMIYLA BİRER İFTİRADAN İBARETTİR"
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Ayrıca Türkiye işkence ve kötü muamele iddialarına karşı çok şeffaf bir uygulamayı hayata geçerdi ve bu tür suçlarda zaman aşımını kaldırdık biz. Diyelim bugün birisi kötü bir muamele yaptı, bu sene yargılanmadı 10 sene sonra yargılanıyor. 20 sene sonra yargılanır. 30 sene sonra yargılanır yani böyle bir iddiaya muhatap olan kişinin yargılanmadan, soruşturmadan, cezadan kaçması, kurtulması mümkün değil. Yarın iktidar değişir, başka bir iktidar gelir bunun önünü açar, her halükarda bunların ceza almasının önü sonuna kadar açıktır. Bu düzenlemeyi değişikliği de AK Parti iktidarı olarak biz yaptık. Cezaevlerinde kötü muamele ve işkence iddiaları tamamıyla birer iftiradan ibarettir. Çok net söylüyorum. Biz Türkiye olarak uluslararası sözleşmeler gereği cezaevine gelmek isteyen herkese kapıyı açtık. Buyurun gelin ziyaret edin dedik. Geldiler ziyaret ettiler, somut örnekler gösteremediler. Efendim, böyle bir intiba var dediler. Biz kendilerine çok net söyledik. Eğer bir işkence ve kötü muamele iddianız varsa bize söyleyin üzerine gidelim. Kime yapılmış, nerede, ne zaman kim yapmış? Söylerseniz, biz eğer bunların üzerine gidip, cezalandırmaz, eğer bu işin üzerini örtersek işte o zaman suçlama hakkınız olur. Ama tek bir tane isim vermediler. Biz gizli çalışıyoruz, isim veremeyiz dediler. İsim vermeyin yer söyleyin biz gidip bakalım dedik, yer de söylemediler. Biz çok açık şekilde diyoruz ki bu konular Türkiye’yi yıpratmak için özel olarak işleniyor ve Türkiye’de demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, adalet gibi yüce kavramları itibarsızlaştırarak Türkiye’nin aleyhine kullanmak için yapılıyor ve buradan açıklıkla net bir şekilde söylüyorum. Bunlar Türkiye’ye dönük kirli algı operasyonları kapsamında yapılan planlı iftira projeleridir."
"TÜRKİYE’DEK, BÜTÜN YARGILAMALAR HUKUK DEVLETİ İLKELERİNE UYGUN BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLÜYOR"
Yargılamalarda hukuk devleti kurallarının uygulandığına dikkat çeken Bozdağ, "Farklı bir usul uygulanmıyor. Darbecilere ayrı kural, diğer vatandaşlara ayrı kural uygulanmıyor. Yargılamalar şeffaf şekilde yapılıyor. Dosyalar aleni bir şekilde herkese açık durumda. Şu anda yargılaması devam eden darbecilerin yargılama süreçleri baştan sona SEGBİS dediğimiz sesli ve görüntülü bilişim sistemiyle her aşaması kayda alınıyor. Niye alıyoruz? Birisi bir iftira ettiği zaman buyurun kayıtlar ortada bakın. Biz bunu kayıt altına alıyoruz ileride bu konuda şüphesi olan varsa bu kayıtların hepsini izleme, görme imkanına sahiptir. Türkiye’deki bütün yargılamalar, hukuk devleti ilkelerine uygun bir şekilde yürütülüyor" diye konuştu.
(Pelin Üzek - Nurullah Geylani/İHA)
Yorum Yazın