Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP tarafından gündeme getirilen yargıya talimat iddialarına ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Namuslu, şerefli bir insan olduğunu söyledin, biz de sizinle aynı kanaati paylaşalım. Gelin istifa edin. Söylediğiniz şeyi ispat edemediniz. Çünkü bu rutin bir yazışmadır” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP tarafından gündeme getirilen yargıya talimat iddialarına ilişkin Bozdağ, "Bir Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden yazılan yazı. Yazının konusu suç duyurusudur. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Yardımcılığının Cumhuriyet Savcılığına gönderdiği yazının konusu suç duyurusu. Buradaki ‘gizli’ ibaresi normal yazışmalarda adettendir. Çok gizli aman kimsenin haberi olmasın diye değil" ifadelerini kullandı.
“KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERİYOR"
Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ne biçim bir talimat ki, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da bu talimata aykırı hareket ediyor, kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor. Bu Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çok büyük bir çarpıtmadır, milleti aldatmadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde savcılıklara yapılan suç duyuruları sadece Genel Sekreterlikten yapılmıyor. Avukatlar vasıtasıyla da suç duyurusu var. Ben merak ettim acaba bundan önceki sayın cumhurbaşkanları döneminde yazılan yazılar nasıl diye? Onu da araştırmadım. Sayın Gül döneminde de önceki cumhurbaşkanları döneminde de yazılan yazıların formatı aynı. Suç duyurusunu yapıyor, sonucundan da bilgi istiyor."
“GELİN İSTİFA EDİN"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın da hataya düştüğünü söyleyen Bozdağ, “Böyle hukukçulara danıştığı için Sayın Kılıçdaroğlu altından kalkamayacağı laflar ediyor. Sonra da altında kalıyor. Ben de ifade ettim; ‘O zaman namuslu, şerefli bir insan olduğunu söyledin, biz de sizinle aynı kanaati paylaşalım gelin istifa edin. Söylediğiniz şeyi ispat edemediniz. Çünkü bu rutin bir yazışmadır.’ Kaldı ki önceki cumhurbaşkanları döneminde de aynı var" açıklamasında bulundu.
“BU EMİR VE TALİMAT DEĞİL YAZIŞMALARIN FORMATIDIR"
HDP’li Osman Baydemir tarafından gündeme getirilen belge ile ilgili Bakan Bozdağ, "BİMER’den Başbakanlığa, CİMER’den Cumhurbaşkanlığına veya doğrudan Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa yazılan yazılar var. Adalet Bakanlığına yazılan yazılar var. Eğer bu yazılar bir suç isnadını içeriyorsa bakanlıklar bu yazıyı incelemekle görevli ve yetkili gereğini yapmakla görevli ve yetkili kimse oralara havale ediyor. Bize vatandaşlarımız pek çok konuyla ilgili binlerce dilekçe gönderiyor. Bizim ilgili birimlerimiz bu dilekçeleri inceliyor. Eğer suç soruşturması ve kovuşturmasıyla ilgili bir şey ise Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz var, hukuk yargılamalarıyla ilgili bir şey ise Hukuk İşleri Genel Müdürlüğümüz var. Onlar bunu inceler ona göre ilgilisine göre kimi ilgilendiriyorsa o dilekçeyi oraya gönderir. Bu vazifesidir bunun, görevidir. Böyle bir dilekçe geldi gereğinin takdir ve ifası diye gönderir. Bu emir ve talimat değil, yazışmaların formatıdır bu. Peki, neden böyle yapıyorlar? Cehaletten yapıyorlar ya da aldatmak için yapıyorlar. Halkın kafasını karıştırmak için bilerek yapıyorlar. Uzun süre devlet yönetiminden uzak olunca Cumhurbaşkanlığında yazışmalar nasıl bilmiyorlar, bakanlıklarda yazışmalar nasıl bilmiyorlar” dedi.
“BELGE DE KENDİSİNİ TEKZİP EDEN BİR BELGE"
"Ben Kılıçdaroğlu’na istifa çağrısı yapıyorum” ifadesini kullanan Bozdağ, şunları kaydetti:
“Çünkü Kemal Bey’in iddia ettiği şey kendini bağladı ve iddiasını doğrulamak için ortaya koyduğu belge de kendisini tekzip eden belge. Bu bir talimat değil. İnsan şuna bakar; burada suç duyurusu yapıyor. Sonucundan bilgi diyor ya işte talimat veriyor. Ne diyor? Ceza mı ver diyor? Bunu hemen al şöyle yap böyle yap mı diyor? Kılıçdaroğlu talimat verdi diyor. Peki, talimat vermiş olsa böyle bir karar çıkar mı? Bu rutin bir iştir. Suç ihbarında bulunmak her vatandaşın yapabileceği bir iştir. Nitekim vatandaşlarımız ihbarda bulunuyor, şikayetlerde bulunuyor ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği de cumhurbaşkanlarıyla ilgili bir suç olduğu zaman ihbarda bulunmak, onların kendi yapması gereken asli işlerden bir tanesidir. Ayrıca Cumhurbaşkanlığına CİMER üzerinden doğrudan gelen binlerce, rakamını bilmiyorum belki milyonlarca yazı oluyor. Onları da Cumhurbaşkanlığı ilgili yerlere havale ediyor."
“MİT TIRLARI HADİSESİ VATANA BÜYÜK BİR İHANET HADİSESİDİR"
MİT tırları baskını olayı ile ilgili olarak ise Bozdağ, "FETÖ terör örgütü aldığı taşeron görev çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti devletini teröre yardım ve yataklık eden, destek veren bir ülke olarak göstermek için yargının içindeki FETÖ’cü hakim savcılar ve jandarmadaki, istihbarattaki FETÖ örgüt mensuplarının iş birliği içerisinde başlayan bir süreç var orada. Neyi yapmak istiyorlar? Bir Türkiye’yi teröre yardım eden ülke konumuna koymak, iki Türkiye’yi yönetenleri bu nedenle uluslararası mahkemelerde yargılatmak, üç Türkiye’ye terör nedeniyle uluslararası bazı yaptırımların uygulanmasının önünü açmak. Baktığımızda böyle bir gerekçe çok net ortada gözüküyor. Adana’da büyükelçilerin toplantı yaptığı bir dönemde de bu yapılıyor. Şimdi düşünün. Siz bir ülkeyle ilgili böyle bir iftirayı ortaya atıyorsunuz. O iftirayı doğrulamak için o ülkenin yargısı, emniyeti, jandarması harekete geçiyor ve sizin iftiranızı doğrulayan bir takım şeyler ortaya koymaya çalışıyor. O zaman ne yapıyorsunuz? Bak işte Türk yargısının verdiği karar var, bak işte Türk hukukuna göre alınmış bir durum var. Türkiye buradan şöyle olacak böyle olacak şeklinde bir yönlendirme var. Bu çok net bir şekilde MİT tırları hadisesi vatana büyük bir ihanet hadisesidir. Ben o gün akşam o dönemdeki başsavcıyı yaptıklarıyla ilgili aradım. Fakat daha sonra görüntüleri izleyince o MİT mensuplarımıza yapılan hakareti ve muameleyi görünce benim kanım dondu. Ben bir Türk vatandaşı olarak çok zedelendim, çok incindim" ifadelerini kullandı.
"BU YÜRÜYÜŞÜ GERÇEKTEN BERBEROĞLU İÇİN Mİ YAPIYOR"
Bakan Bozdağ, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu bu yürüyüşü gerçekten Berberoğlu için mi yapıyor, yoksa başka hesapları da burada var mı? Onu açıklaması lazım. FETÖ için yapıp yapmadığını da açıklaması lazım. FETÖ’cülere ümit olsun diye yapıp yapmadığını da açıklaması lazım. Baktığınızda burada herkesin gözü önünde olan şey. Ya öngörüsüzlükten yapıyorlar ya cehaletten yapıyorlar. Yani bu kadar etkin ve yetkin görevlerde olan bunca siyasal birikim, tecrübe sahibi olan insanlar için bunu söylemek doğru olabilir mi? Olmaz. Ama buradan çok net bir şekilde gözüküyor ki bu terör örgütünün projeleri AK Parti’ye belki zarar verebilir, hükümete buradan bir darbe indirebiliriz diye alıp onları kullanıyor. Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur. O terör örgütlerinin ortaya attığı iftiralara siyaset kendi kendine karşı durması ve onları kullanmaması lazım. Onlara karşı durması lazım. Ama şimdi durmuyor.”
(Pelin Üzek/İHA)
Yorum Yazın