Akıncı: Müzakere Değil Karar Konferansı

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İsviçre’nin Crans-Montana şehrinde yapılacak Kıbrıs Konferansı için İsviçre’ye hareket etmeden önce Ercan Havalimanı’nda basına açıklamalarda bulundu. Akıncı, iki kesimli, iki kurucu devletin siyasi eşitliğine dayalı, federal ilkelerle yürütülecek bir Kıbrıs’ın mümkün olduğunu belirtti. İhtiyatlı olduklarını ve bu konferansla ilgili beklentileri çok yüksek düzeye çıkarmamak istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çünkü daha önce bayram mesajımda da değindim üzere güneydeki seçim atmosferinin ne yazık ki beklenenden erken başladığını ve bunun iç siyasette güneyde oldukça yoğun bir şekilde gündemde olduğunu gözlemliyoruz. Bu çerçevede bu konferansa etkisi olumlu olabilir mi atmosferin, burada soru işaretlerimiz var” dedi.

Tüm bunları bir kenara bırakarak Kıbrıs Türk tarafı olarak konferansta iyi niyetle yer almak için yola koyulacaklarını belirten Akıncı, bu konferansın bir karar konferansı olduğunu vurguladı. “Artık karar anı gelmiştir” diyen KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, yürüttüğü 2 yıllık müzakere sürecinin, toplamda da 50 yıllık sürecin son aşamasına gelindiğini söyledi. Akıncı açıklamasını şöyle sürdürdü:

“İki paralel masa kurulacak. Bu da öteden beri beklenen, istenen bir yöntemdi. Çünkü sonuç odaklı olması için bunun dışında bir alternatif kalmamıştı. Masaların birinde Kıbrıs’ın iki tarafı ve üç garantör ülke temsilcileri yer alacak. Ayrıca yine bu 5’li masada AB gözlemci olarak yer alacak. Tıpkı ilk konferansta olduğu gibi. İkinci masada, ki o da aynı zaman sürecinde yer alacak; yani 5’li bitecek de ondan sonra diğerine geçilecek diye bir şey yok. Kimisinde liderlerin olması gerektiği zaman diğerinde diğer yetkililer yer alacak ve böylece iki paralel masadaki konular eş zamanlı olarak görüşülecek ve karara bağlanmaya çalışılacak. İki toplumun olduğu masada tabii ki 6 başlığın diğer 5 başlığı ele alınacak. 5’li toplanacak masada ise sadece güvenlik ve garantiler ele alınacak. Altını çizerek vurgulamak isterim, bu bir güvenlik ve garanti konferansı değil Kıbrıs Konferansı’dır ve Kıbrıs Konferansı güvenlik ve garantiler dahil 6 başlığı kapsamaktadır. Bazen güvenlik ve garanti konferansı olarak nitelendirilmeye çalışılır ama bu doğru değildir. Güvenlik ve garanti konusu da görüşülecek. Önemli bir ayağıdır ama diğer 5 ayağı da aynı şekilde önemlidir.”

“İHTİYATLI BİR ŞEKİLDE BU YOLCULUĞA ÇIKIYORUM”

Kalan tüm konuların el ele final çizgisine gitmesinin kaçınılmaz bir sonuç olduğuna dikkat çeken Akıncı, “Ancak bu şekilde alınabilir. Ancak bu durumda çözümün çerçevesi ortaya çıkmış olacaktır. Tabii çözüm çerçevesinin çıkmış olması Kıbrıs’ta artık yeni bir sayfanın başlaması anlamına gelecektir. Ancak iş orada bitmeyecektir. Altının doldurulması için birkaç aylık çalışmalara daha ihtiyaç olacaktır. Federal anayasanın hazırlanması, iki kurucu devletin anayasalarının hazırlanması, federal yasaların hazırlanması, uygulamaya ilişkin bir takım teknik konuların karara bağlanması. Ama asıl olan 6 başlık altındaki 12-15 önemli konunun şimdi gideceğimiz konferansta karara bağlanmasıdır. Müzakere konferansından öte karar konferansıdır. Artık karar anı gelmiştir, değişimin altında yatan neden budur. Hedefimiz Kıbrıs Türk tarafı olarak halkımızın istek ve arzuları doğrultusunda elbette bu konferanstan bir çözümün çıkmasıdır. Diğer tüm tarafların da hedefi bu olursa mümkün olan üzerinde yoğunlaşıp, tüm taraflar olarak imkansızı talep etmezsek, makul ve gerçekçi davranılırsa bu çözüme varmak mümkün olabilecek. İyi niyetle sonuç almak için ihtiyatlı bir şekilde gidiyoruz. Eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşanacak bir Kıbrıs yaratmak mümkündür. İki kesimli, iki kurucu devletin siyasi eşitliğine dayalı, federal ilkelerle yürütülecek bir Kıbrıs mümkündür. Yeter ki biraz önce söylediğim çerçevede hareket edilebilsin. Konferans başarılı şekilde sonuçlanırsa bu yalnızca Kıbrıs’ta yaşayanlar için değil, bölge ve dünya barışı için de çok önemli olacaktır. Bu pozitif düşünce içerisinde ihtiyatlı bir şekilde iyimserliğimi koruyarak bu yolculuğa çıkıyorum” diye konuştu.

(Emir Abdurrahman Bulut / İHA)