© Belediyeden Haber - 2017

Türkce`yi Medeniyetimize Uygun Kullanalım

Fikir Atölyesi'nde konuşan Gazeteci Yusuf Kaplan, kullandığımız dilin tamamen bize ait olması gerektiğini belirterek, "Kullandığımız Türkçe medeniyet fikrinin, Müslümanca düşünme ve beğeni biçiminin ürünü olmalı" dedi.

Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü'nün Şeyh Edebâli Kültür Sanat Sezonu etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Fikir Atölyesi”nin ilk programı Gazeteci Yusuf Kaplan'ın anlatımıyla başladı. Müslümanca duyma, düşünme ve var olma biçimleriyle, eğitimin geleceği üzerine konuşmaların yapıldığı ilk program, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleşti.

KULLANDIĞIMIZ DİL TAMAMEN BİZE AİT OLMALI

Dil zevki, medeniyet perspektifi ve Müslümanca düşünme melekeleri kazandırmak için bu dersleri verdiğini söyleyen Kaplan, bu üç şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade ederek, "Bütüncül bakış açısıyla olaya baktığınız zaman en küçük ayrıntılardan bile yola çıksanız göreceğiniz şeylerin zenginliğini ve derinliğini dolayısıyla bu şeylerin bir şekilde sizi kendinizi aşacağınız yere taşıdığını göreceksiniz. Sıkıntı biraz perspektifimizi yitirmiş olmamız yani kullandığımız dilin bize ait olmaması. Türkçe kullanıyoruz evet ama kullandığımız Türkçe medeniyet fikrinin, Müslümanca düşünme biçiminin, beğeni biçiminin ürünü değil. Müslümanca düşünce biçimleri nedir bilmiyoruz, bu çok kötü bir şey. Ontolojik kaynağı sağlam, otantik, tartışmasız hakikat olan bir gerçek olarak bilinen tek din İslâm aslında. Yaşadığımız sorunların anlaşılamaması ve bu meseleyi kavrayamamış olmamızın sebebi de bu diyebiliriz" şeklinde konuştu.

YABANCI ÖZEL OKULLAR AŞAĞILIK KOMPLEKSİNDEN

Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili düşüncelerini de aktaran Kaplan, önümüzdeki 5-10 yıllık süreçte hükümetin bilim ve teknolojik temelli eğitimlere yükleneceğini belirterek şunları söyledi:

"Bilim ve teknolojiye dayalı eğitimin kökleri, bu toprakların ve bu toplumun ruh kökleriyle ortak bir paydada götürülemezse yani bu çocuklara bir aidiyet ve medeniyet bilinci kazandırılamazsa, bu eğitim tam anlamıyla bir bumerang etkisi yaratır. Bilim ve teknolojide bir şey yapmaya başlayacak olmamızın büyüsü çocuklarımızı çarpacak. Yani pozitivizm gerçek anlamda ete kemiğe bürünecek. Bu söylediğimle bilim ve teknolojinin din haline gelecek olmasını kastediyorum. Bu çok tehlikeli bir şey. Burada ailelere önemli bir rol düşüyor, gençleri sadece teknoloji bilen bireyler olmaktan kurtarmak ve ahlaklı bireyler yetiştirmek. Ayrıca sınıfsal olarak bir ayrışma olacak. Özel okullar bu ülkenin ruh kökleriyle en zayıf bağı olan okullar. Yabancıların açmış olduğu okullardan bahsediyorum. Bu ülkede özel okullar çoğalmış durumda, oldukça da pahalı olan bu okullara aileler nasıl para buluyor bilmiyorum. Özel okullara bu kadar rağbet olmasının altında belki de aşağılık kompleksi yatıyor. Pahalı olanının kaliteli olduğunu sanmamızın da bunda katkısı büyük."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER