Peçetelikte Adil Öksüze Ait Gps Bulmuşlar
GENELFETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı olan firari Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Kışla Jandarma Karakol Komutanı Osman Gök, karakolun tuvaletindeki peçetelikte GPS bulduklarını, daha sonra aletin Adil Öksüz’e ait olduğunu öğrendiklerini söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ’nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı olan firari Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasına ilişkin 13’ü asker, 14’ü Emniyet Genel Müdürlüğü ve biri Başbakanlık müşaviri olmak üzere 28 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlanarak Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç tarafından hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ifadelerine yer verildi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kazan ilçesindeki Kışla Jandarma Karakol Komutanı olan ve görevine halen devam eden şüpheli Osman Gök, evinde istirahat ederken saat 22.30 sıralarında darbe girişimi olduğunu televizyonda gördüğünü söyledi. Darbe girişimi haberlerini görmesi üzerine İlçe Jandarma Komutanı Murat Bozdağan’ı aradığını ifade eden Gök, Bozdağan’ın personeli ile birlikte karakola giderek, karakolda gerekli tedbirleri alması yönünde talimat verdiğini kaydetti. Gök, talimatı alması üzerine hemen karakola intikal ettiğini, karakolunun darbe girişiminin yönetim merkezi olan Akıncılar Üssü’ne 3-4 kilometre mesafede olduğunu belirtti.
"ADİL ÖKSÜZ İLE BİRLİKTE ÜÇ SİVİLİ KARAKOLA GETİRDİLER"
Sabah saatlerinde Akıncı Üssü’nden tel örgülerden atlayarak kaçışların olduğu ihbarının geldiğini anlatan Gök, ihbarlar üzerine devriye attıklarını söyleyerek, "Komutanımız Murat Bozdoğan bize Akıncı Üssü’nde Akın Öztürk’ün de olduğunu, Akın Öztürk’ün darbeciler arasında bulunduğunu ve buradan siyah araçla kaçabileceği yönünde haberler geldiğini ve bunun için yol üzerinde emniyet tedbirleri almamız talimatları verdi. Biz de hemen komutanımızın emri gereği ve emrettiği şekilde kontrollere başladık. Akıncı Üssü tarafından darbeci askerlerin kaçtığına yönelik ihbarlar gelmeye başladı. Başçavuş Erkan Külah ve Uzman Jandarma Abdulsamet Gürler ve Jandarma Uzman Onbaşı Serkan Çoraplı yine karakola ait olan bir araçla Akıncı Üssü tarafına gittiler ve saat 12.15 sıralarında karakola geri döndüler. Döndüklerinde araçta üç sivil şahıs vardı. Bunlar yakalanmış şekildeydi. Bu üç şahıstan bir tanesi sonradan öğrendiğimize göre Adil Öksüz’dü. Diğer iki şahsı hatırlamıyorum. Erkan Külah, Abdulsamet Gürler ve Serkan Çoraplı, Adil Öksüz ile beraber üç kişiyi getirip karakola bırakmışlar. Karakolun bahçesine mi yoksa karakolun içine mi bıraktılar bilmiyorum. Çünkü ben araç ve yol kontrolü için dışarıdaydım. Bu şekilde Akıncılar Üssü’nden kaçanlar 2’şerli, 3’erli şekilde yakalanıp karakola getirildiler. Kimisi sivildi, kimisi de askeri kıyafetli idi. Bu şekilde toplam 29 kişi karakola getirildi" diye konuştu.
TUVALET PEÇETELİĞİNE GPS SAKLAMIŞ
Gök, karakoldaki darbecilerle ilgili tahkikatın TEM ekiplerinde görevli polislerce yapılacağının söylenildiğini aktararak, emniyet yetkililerinin karakola geldiğini, kendilerine "tahkikatı biz yapacağız, siz karışmayacaksınız" denildiğini ifade etti. Yalnızca karakolun güvenliğini aldıklarını dile getiren Gök, şüphelilerden Abdulsamet Gürler ve Erkan Külah’ı karakola getirilen şahısların üzerinden çıkan eşyalar ile silahların tasnif ve tutanaklarını yapmaları için görevlendirdiğini kaydetti. Şüphelilerden İsmail Uçar’ın tuvaletin peçeteliğinde MP3, MP4 boyutunda flash bellek görünümünde bir alet bulduğunu belirten Gök, Uçar’ın bulduğu cihazın GPS olduğunu, sahibinin de Adil Öksüz olduğunu sonradan öğrendiğini anlattı.
"ADİL ÖKSÜZ İLK GETİRİLENLERDEN OLMASINA RAĞMEN NEDEN GÖTÜRÜLMEDİ BİLMİYORUM"
Yakalanan darbecilerden 18’inin ikindi vaktine doğru resmi kıyafetle gelen polislerce araca bindirilerek götürüldüğünü, geriye 11 kişinin kaldığını söyleyen Gök, "Aldıkları 18 kişiden 2 tanesi sivilmiş. Bir tanesi kendisini yapımcı olarak belirtmiş. Bir tanesi de Anafartalar Kolejinin müdürü ya da yöneticisiymiş. 18 kişilik grubun içinde 3 sivilden 2’si alınıp, Adil Öksüz bırakıldı. O gün Akıncı’dan kaçan ve yakalanıp ilk getirilen grup Adil Öksüz ve yanında getirilen iki kişiydi. Adil Öksüz ilk getirilmesine rağmen neden 18 kişi içerisinde alınıp götürülmedi bilemiyorum. Neden onu sonraya bıraktılar yine bilemiyorum. 11 kişi karakolda kaldı. Polislerden de resmi kıyafetlilerin hepsi gitti. Sivil kıyafetlilerden de sadece bir kişi kaldı. Ben kendisine yani bu sivil kıyafetli polis memuruna, ’Geri kalan 11 kişiyi de bize bırakmayın götürün’ dedim. ’Şu an götüremeyiz, daha sonra tekrar alırız’ diye bana söyledi. 11 kişiyi almaya polisler gelmediler" ifadelerini kullandı.
"ADİL ÖKSÜZ’ÜN HAVA KUVVETLERİ İMAMI OLDUĞUNU TELEVİZYONDA ÖĞRENDİM"
Gök, Adil Öksüz ve diğer şüphelileri almak için TEM ekiplerinden kimsenin gelmediğini öne sürerek, konuyu Murat Bozdağan’a bildirdiğini söyledi. Bozdağan’ın talimatı ile şüphelilerden Erol Özdemir’in kalan 11 kişiyi Sincan Cezaevi hastanesine getirdiğini aktaran Gök, muayenelerinin yapılmasının ardından 17 Temmuz 2016 günü saat 05.00’e doğru Ankara Batı Adliyesine geldiklerini belirtti. Şüphelileri adliyenin nezarethanesine yerleştirdiklerini dile getiren Gök, Adil Öksüz’ün de bu kişiler arasında olduğunu, üzerlerinden çıkan eşyaların karakolda kaldığını belirterek, "Adil Öksüz yakalandığında kendisinin akademisyen olduğunu söylemiş, bu nedenle Adil Öksüz’ün Ankara Batı Adliyesine getirilmeden önce sivil olduğunu biliyorduk. Hava Kuvvetlerinin imamı olduğunu serbest bırakılıp televizyonlara haberler düştükten sonra öğrendik" iddiasında bulundu.
ADİL ÖKSÜZ’ÜN NEZARETHANEDE TELEFONLA KONUŞMASI
Daha sonra yakalanan 87 kişi ile aralarında Adil Öksüz’ün de bulunduğu 11 kişi olmak üzere toplam 98 kişinin Ankara Batı Adliyesi nezarethanesinde tutulduğunu ifade eden Gök, saat 09.00 sıralarında 18 savcının geldiğini anlattı. Savcılıktan "Nezarethanede bulunan kişilerin avukatları varsa haber versinler" talimatı üzerine nezarethanede bulunan kişilere poşetler içerisinde bulunan telefonlardan sadece bir kişiye ait olan bir telefonu verip avukatlarını arayabileceklerini söylediğini öne süren Gök, "Bu kişi (Adil Öksüz) avukatı ile ilgili olarak telefonda görüştü. Daha sonra bu aynı telefonla nezarethanede bulunan birkaç kişi daha görüştü ama kaç kişinin görüştüğünü bilmiyorum. Bu konuşulan telefon Adil Öksüz’ün telefonu mu bilemiyorum, ancak bu konuda daha sonra internette ve basın yayın organlarında haberler çıktı. Bu kullanılan telefonun Adil Öksüz’e ait olduğuna dair haberler çıktı. Bu bir tane telefon dışında başka bir telefon vermedik. Bundan dolayı Adil Öksüz nezarethanedeyken telefonla görüştüğüne dair haberler çıkmıştır" dedi.
"ADİL ÖKSÜZ DIŞINDAKİ HERKES TUTUKLANDI"
Gök, şüphelilerin savcılar tarafından sorgulanmasının ardından mahkemeye çıkarıldığını, Adil Öksüz dışındaki herkesin tutuklandığını söyledi. Öksüz’ün serbest bırakıldığını sonradan öğrendiğini iddia eden Gök, Öksüz’ü savcıya kimin götürüp getirdiğini, eşyalarını Öksüz’e kimin teslim ettiğini bilmediğini savundu. Gök, "Kazan İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından yazılan 17.07.2016 tarihli ve ASYŞ:0410-2813-16/BL.KH. sayılı ve Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılan Hüsrev Arslan imzalı yazı ekinde bulunan Adil Öksüz’ün de içinde bulunduğu 98 kişilik listeyi ve bu yazıyı Başsavcılığa kim getirdi bilemiyorum. Bu listede Adil Öksüz’ün de asker olduğu yazıyordu. O gün yakalanan kişilerle ilgili olarak bu yazı ve ekindeki liste dışında başka bir belge olup olmadığını bilmiyorum. Başsavcılığa sadece bu yazıyla beraber 98 kişilik asker olduğu belirtilen listenin gönderildiğini biliyorum. Bu belgeler dışında başka da bir belge olmadığını öğrendim" ifadelerini kullandı.
"TUTANAKLARI KİME VERECEĞİMİ BİLMEDİĞİM İÇİN GERİ GÖNDERDİM"
Öksüz’ün de arasında bulunduğu 11 kişinin eşyaları ile birlikte eşyalara ilişkin tutanakların da nezarethaneye getirildiğini anlatan Gök, "Bu tutanakların içerisinde Adil Öksüz’ün üzerinden çıkan eşyalar ile ilgili tutanaklar da varmış. Adil Öksüz’ün üzerinden çıkan paralar, cep telefonları ile el çantası ve Adil Öksüz’den elde edilen GPS cihazına ilişkin tutanaklar ile diğer şüphelilere ait tutanakları eşyalarla birlikte İlyas Kaytancı getirmişti. Ben eşyaları aldım, ancak söz konusu İlyas Kaytancı’nın getirdiği tutanakları kime teslim edeceğimi bilmediğim için ve ortalık çok karışık ve yoğun olduğu için bu tutanakları İlyas Kaytancı ile geri gönderdim. Bu konuda da savcıya herhangi bir bilgi vermedim. Bu konuda komutanım olan Murat Bozdağ’a da bilgi vermedim. Adil Öksüz, mahkeme tarafından serbest bırakıldıktan sonra kendisine ait olan eşyaları kimin teslim ettiğini bilmiyorum. Sonradan da kimin teslim ettiğini öğrenemedim. Basın organlarında ve internette dosyaların adliyeye gelmeden önce içinin boşaltıldığına yönelik haberler vardır. Bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü o gün sadece Adil Öksüz değil diğer kişiler hakkında da aynı işlemler yapıldı. Bir an önce şahısların yakalanıp adliyeye teslim edilmesi için gayret gösteriliyordu. Bu karışıklıkta elbetteki hatalarımız olmuş olabilir. Adil Öksüz yönünden ve diğer şüpheliler yönünden dosya adliyeye intikal etmeden önce içinin boşaltılması yönünde herhangi bir eylemimiz olmamıştır" iddialarında bulundu.
Gök, uzman erbaşlardan birisinin yanına gelerek Öksüz’ün 18 kişilik grubun içerisinde arabaya bindirildiğini, daha sonra polislerden birinin Öksüz’ü arabadan indirerek yerine başkasını aldığını söylediğini ifade etti.
(Abdullah Sarıca /İHA)
İlginizi Çekebilir