© Belediyeden Haber - 2017

Her 3 Kişiden 1İ Boyun Ağrısı Çekiyor

Toplumda yaygın olarak görülen bel ve boyun ağrıları hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Fizyoterapist Tarık Çetin, bel ve boyun ağrılarını önlemek ve tedavi konusunda yapılan yanlışları ve tedavi sürecini açıkladı.

Bel ve boyun ağrıları bütün toplumlarda yaygın olarak görülen, ciddi iş gücü kayıpları oluşturan ve tedavi maliyetleri gittikçe artan önemli bir sağlık sorunu. Uzmanlara göre, her kişi hayatının herhangi bir döneminde, en az bir kere bel ağrısı çekmekte ve her 3 kişiden 1’i hayatının bir döneminde çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen boyun ağrılarından şikayetçi. Bel ve boyun ağrılarını önlemek ve tedavi konusunda Sportomed Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Fizyoterapist Tarık Çetin, özellikle günlük hayatta yapılan yanlışlar ve tedavi sürecini detaylarını açıkladı.

Çetin boyun fıtığı ile ilgili "Boyundaki eklemlerde kireçlenme, omurga kemikleri arasındaki disklerin bozulması, düşme veya kazaya bağlı boyun kaslarında zedelenmeler, osteoporoz, boyun omurlarında kayma, boyun omurga kanalında daralma gibi boyun omurgası ve etrafındaki kas, bağ ve sinir köklerine ait bozukluklar sıklıkla karşımıza çıkan boyun ağrısı nedenleridir. Daha seyrek görülmekle birlikte omurlarda çökme kırıkları, omurgada enfeksiyon ve tümörlerde boyun ağrısına neden olurlar" bilgisini verdi.

“MASA BAŞI ÇALIŞANLAR RİSK ALTINDA”

Boyun ağrısı gelişiminde bazı meslek grupları daha büyük risk altında olduğunun altını çizen Fizyoterapist Tarık Çetin, "Boyun ağrısı, çalışanlarda daha sık görülür. Masa başı çalışanlarda, ağır iş yükü olanlarda, öğretmenlerde, bankacılarda, müzisyenlerde ve bilgisayar başında uzun süre oturanlar, yönetici asistanları, sürekli yazı yazmak zorunda kalanlar, borsacılar, diş hekimleri, gazeteciler, mimarlar vs. boynun eğik bırakıldığı durumda çalışanlarda risk daha fazladır" dedi.

“GÜNLÜK HAYATTA YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR BEL AĞRILARININ SEBEPLERİ ARASINDA”

Bel ağrılarının genellikle günlük hayatta yaptığımız yanlışlardan kaynaklandığını belirten Çetin, bel ağrısı ile ilgili, "Bel ağrısının nedenleri: Kliniklerde en sık gördüğümüz bel ağrısı nedenleri travma, bel fıtığı, kireçlenmeler, disk dejenerasyonları, kas spazmları, spinal kanal daralması (stenoz), bel kaymasıdır (spondilolistezis). Ayrıca romatizmal hastalıklar, damar hastalıkları, enfeksiyon, kırıklar, tümörler, iç organlardan yansıyan ağrılarda bel ağrılarına neden olabilir. Bunlar da gözden kaçırılmamalıdır. Günlük hayatta yaptığımız yanlışlar, uzun süreli oturma, yanlış oturma, sedanter (hareketsiz) yaşam, kötü postür, ağır yük kaldırma, sık ve uzun süreli öne eğilme, çekme-itme, rotasyonel hareketler, karın ve sırt kaslarının endurans, güç ve esnekliğinde azalma, sigara, obezite, eskimiş yatak, yıpranmış ayakkabılar ve psikolojik faktörlerde bel ağrısına neden olan etkenlerdendir.

Bel ağrısı gelişiminde bazı meslekler daha büyük risk altındadır. Aşırı fiziksel aktivite ve ağır kaldırma gerektiren, öne eğilerek ve vücudu vibrasyona maruz bırakan, sürekli ayakta ya da oturarak çalışma gerektiren meslek gruplarında bel ağrısı görülme riski daha fazladır. Ağır sanayi işçileri, otobüs ve kamyon şöförleri, sağlık personeli içinde özellikle hemşireler, bankacılar. Jimnastik, halter, futbol, güreş, kürek çekme sporları ise bel ağrısının en sık görüldüğü spor dalları arasındadır" ifadelerini kullandı.

Hastaların boyun ağrılarını ne zaman dikkate almaları gerektiğini ise Fizyoterapist Tarık Çetin şöyle özetledi; "Hastanın boynunda birkaç günden uzun süren ağrı ve tutukluluk varlığında, boyundan kol ve parmaklara yayılan ağrı yada uyuşma gibi bulgular varsa mutlaka bir doktora başvurması gerekir. Kol yada parmaklarda kuvvet kaybı varsa hasta elinden bir şeyler düşürmeye başlamışsa acilen bir doktora başvurması gerekir. Boyun ağrılarıyla birlikte görülen baş dönmeleri, gözlerde yıldızlanma, kulak çınlaması gibi şikayetler varsa ciddiye alınmalı. Bel ağrılarında ise hastanın belinde birkaç günden uzun süren ağrı ve tutukluluk,bacaklara yayılan ağrı veya uyuşmanın varlığı mutlaka bir doktora başvurmasını gerektirir. Aynı zamanda bacaklarda kuvvet kaybı ,yürürken ayak sürüme ve takılma hissi,idrar ve gaita problemi de ciddiye alınmalı, derhal bir uzmana başvurulmalıdır. Ayrıca 3 aydan uzun süredir mevcut olan ve 1 saatten fazla süren ağrı ve sabah sertliği, bel romatizması açısından değerlendirilmelidir. Ağrının şiddeti giderek artıyorsa ve geceleri daha da şiddetlenip hastayı uykudan uyandırıyorsa tehlike işareti olarak kabul edilmeli ve ağrının altında başka nedenler aranmalıdır.Ağrıyla birlikte nedeni belli olmayan kilo kaybı ve ateş ciddiye alınmalıdır".

“BEL VE BOYUN AĞRILARI HASTALARIN SOSYAL HAYATINI KÖTÜ ETKİLİYOR”

Fizyoterapist Tarık Çetin, "Bel ve boyun ağrılarını dikkate almayan hastalar ileriki dönemde daha ciddi sıkıntılarla karşılaşabilirler. Küçük bir bel yada boyun fıtığı tedavi edilmezse, hasta günlük hayatta yaptığı bazı yanlışları düzeltmezse, bazı tedavi edici egzersizleri yapmazsa zaman içinde fıtık çok daha büyüyerek hayatı çekilmez hale getirebilir. Hatta sizi ameliyata götürebilir. Boyundaki düzleşmeye bağlı ağrılar tedavi edilmezse zaman içinde baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, unutkanlık ve daha ileri safhada ise dengesizlik, konsantrasyon bozukluğu ve ileri derece alınganlığa neden olabilir. Bazı basit adale ağrıları ise tedavi edilmezse kronik bel sırt ve boyun ağrılarına neden olabilirler. Bunun sonucunda sosyal hayatınız etkilenebilir ve ağrılar psikolojik olarak sizi çok olumsuz etkileyebilir" şeklinde konuştu.

BEL VE BOYUN AĞRILARINDA TEDAVİYİ OLUMLU ETKİLEYEN NOKTALAR

Bel ve boyun ağrılarının tedavilerinde hekim sonrası fizik tedavi uygundur kararı çıkan hastalar için özellikle 10-15 seansı bulan fizyoterapi tedavilerinin olduğunu söyleyen Tarık Çetin, tedaviyi olumlu etkileyen noktalara şöyle değindi; "Hastanın iyileşebilmesi için hem fizyoterapistlere hem de hastaya düşen görevler var. Biz hastanın belini, boynunu düzeltirken hasta da günlük hayatta omurgasına ekstradan binen yükleri azaltmalı. Yaşam tarzı için bazı küçük ama omurga sağlığı için çok önemli değişiklikler yapmalı. Hasta cep telefonunu çok sık kullanmamalı, kullanması gerekiyorsa kulaklık kullanmalı, masada çalışırken dik oturmalı, masaya uzak oturmamalı, bilgisayar ekranı çok yüksekte yada alçakta olmamalı, televizyon seyrederken ve kitap okurken, uzun süre kötü pozisyonda oturmamalı; yarım saat-kırk beş dakikada bir kalkıp çok kısa yürümeli. Boyun ve sırt ve bel kasları gerginliklerine bağlı ağrıları önlemek için öncelikle çalışma masası, oturulan koltuk, uyuma ve oturma pozisyonlarının düzgün olması, uygun bir yastık seçimi gibi ergonomik düzenlemeler yapmak gerekir. Hasta boyun ve bel ağrısından korunmak için kendisine verilen egzersizleri aksatmadan düzenli bir şekilde yapmalıdır. Ağır kaldırma, uzun süre ayakta veya oturarak çalışma gibi nedenler bel kaslarında gerginlik oluşturduğu için bunlara dikkat edilmeli. Bele yüklenmeden, ağırlığı dizlere vererek iki taraflı dengeli kaldırılmalıdır. Bel ve boyun kaslarını güçlendirici egzersizler ile pilates, yoga gibi omurga sağlığına rahatlatıcı egzersizler mümkünse yapılmalıdır. Özellikle sırtüstü yüzmenin yine omurga sağlığı üzerine olumlu etkileri vardır. Ağrıyı arttırmayacak şekilde hareket ve spor hayatın bir parçası olmalıdır.

Tedavinin başarısı; hastanın yaşına, hastalığın derecesine, altta yatan metabolik veya kronik hastalıklara, geçirdiği ameliyat ve travmalara, hastanın beslenme, günlük yaşam aktiviteleri, kullandığı ilaçlara ve psikolojik durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Hastanın genç olması,eşlik eden başka hastalıkların bulunmaması,tedaviye uyum sağlaması,hastanın iyileşeceğine inanması gibi faktörler tedavinin başarı şansını artırmaktadır".

(İHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER